Yazar: Erol GÜNER*
I- GİRİŞ
İş sözleşmesi, işçi ve işveren taraflarının karşılıklı
anlaşması ile her zaman sona erebilir. İşçinin ölümü de iş sözleşmesini sona
erdirir. Ancak, işverenin kişiliği göz önünde tutularak yapılmış bir sözleşme olmadıkça, işverenin ölümü
kural olarak iş sözleşmesini sona erdirmez. Ayrıca, sözleşme “belirli süreli” yapılmış ise, sürenin
bitimiyle de sözleşme kendiliğinden sona erer.
İş sözleşmesinin sona ermesi, “fesih bildirimi” yoluyla da yapılabilir. Fesih bildirimi yoluyla
iş sözleşmesinin sona ermesi, “belirsiz
süreli” iş sözleşmelerinde belirli bir süre önceden haber vererek “bildirim öneli” ile yapılabileceği
gibi; “belirli ve belirsiz süreli”
iş sözleşmelerinde “haklı sebeplerin”
varlığı halinde “derhal” de olabilir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun
17, 5953 sayılı Basın İş Kanunu’nun 5, 6, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 16 ve 6098
sayılı Borçlar Yasası’nın 431 ve 432. maddelerinde iş sözleşmesinin feshinde
bildirim önellerini düzenlemiş bulunmaktadır. Söz konusu düzenleme, süresi
belirli olmayan iş sözleşmeleri için öngörülmüştür. Yasal düzenleme; işçinin
hizmet süresine göre iş sözleşmesinin feshinden önce belirli bildirim
önellerinin tanınmasını zorunlu kılmaktadır. Belirtilen bu zorunluluk hem işçi,
hem de işveren için söz konusudur. Belirtilen bildirim önellerinin geçmesi
halinde iş sözleşmesi sona ermektedir. Bunun sonucunda, işçi ve işverenin iş sözleşmesinden
doğan borçları ve alacakları da bitmektedir. Bildirim önellerine ilişkin
ücretin peşin olarak ödenmesi halinde ise, iş sözleşmesi, bildirim önelleri
beklenilmeden ödeme yapılması ile birlikte ortadan kalkmaktadır. Yasal
düzenlemeye aykırı hareket edilme halinde ise, bildirim önellerine ilişkin
ücretin ihbar tazminatı şeklinde tahakkuk ve tediyesinin zorunluluğu ortaya
çıkmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun
17. maddesine göre; süresi belirli olmayan hizmet akdi feshedilmeden – işi altı
aydan az sürmüş ise iki hafta, altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş ise dört
hafta, bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı hafta, üç yıldan fazla
sürmüş ise sekiz hafta- önce karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim
önelleri hem işçiye hem de işverene tanınmıştır. Bu nedenle bildirim önellerine
uyulmadan iş sözleşmesinin feshedilmesi durumunda işçi veya işverenin ihbar
tazminatı isteme hakları doğmaktadır.
Makalemizde, iş sözleşmelerinin
bildirim önelleri tanınarak feshedilmesi konusunda mevzuat hükümleri
çerçevesinde bildirim önellerinin taraflar için aynı olup olamayacağını
irdelemeye çalışacağım.
II- YASAL DÜZENLEME
4857 sayılı İş Kanunu’nun
“Süreli Fesih” başlıklı 17.
maddesine göre;
SÜRELİ FESİH
MADDE 17. –
“Belirsiz
süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi
gerekir.
İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az
sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki
hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,<...