Yazar: Halit FİKİR*
E-Yaklaşım / Mayıs 2022 / Sayı: 353
I- GİRİŞ
Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz ve durgunluk süreçleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda da bir takım değişik ve düzenlemeler yapma ihtiyacını doğurmuştur. Yapılan bu düzenlemeler sonucunda yürürlüğe giren konkordato hükümleri ile mali yapıları bozulan mükellefler, borçlarını yeniden yapılandırma imkanına kavuşabilmektedir. Söz konusu yapılandırma sürecine, kanunun emrettiği şekillerde yargı gözetiminde alacaklılar da katılmaktadır. Bir mükellefin borçlarının konkordato hükümleri ile yapılandırılması, doğal olarak alacaklı mükelleflerin de mali yapısını etkilemekte ve alacaklıların vergisel yükümlülükleri de yapılan işlemlere göre değişmektedir. Bu çalışmanın amacı; adi konkordato hükümlerinin her bir aşamada alacaklılar açısında nasıl sonuçlar doğurduğunu ortaya koymaktır.
Konkordato işlemleri borçlunun borçlarının yapılandırılmasını, ödenebilir hale getirilmesini ve borçlunun iflastan kurtulmasını hedeflerken alacaklılar açısından da ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Alacaklılar; konkordato süreci ile yapılandırma sonucunda alacaklarının vadesini uzatmakta, bazı durumlarda alacaklarının bir kısmından vazgeçmekte ve konkordato sürecinin başarısız olması durumunda alacaklarının bir kısmı da tahsili imkansız alacak durumuna düşmektedir([1]). Değersiz alacaklar ve şüpheli alacaklar ile ilgili düzenlemeler 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilmiştir.
Kazai bir hükme ya da kanaat verici bir belgeye daynılarak tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar, değersiz alacak olarak kabul edilmektedir. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet değerleriyle zarar kaydı yapılarak yok edilirler. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.
Şüpheli alacaklar ise; ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1- Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2- Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder. Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir. Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlıyarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.
Konkordato kavramı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda adi konkordato, iflastan sonra konkordato ve malvarlığının terki suretiyle konkordato olmak üzere üç farklı şekilde düzenlenmiştir. Çalışmada; adi konkordatoya ilişkin işlem ve aşamaların alacaklılar açısından vergisel sonuçları ortaya konacak, “adi konkordato” ifadesi yerine kısaca “konkordato” kavramı kullanılacaktır.
II- KONKORDATO TALE…