Toplu İşçi Çıkarmanın Şartları? (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Cumhur Sinan ÖZDEMİR*

E-Yaklaşım / Şubat 2023 / Sayı: 362

I- GİRİŞ

Toplu işçi çıkarma; 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 29. maddesinde düzenlenmiş, bir işlem sürecini tanımlayan iş sözleşmesi fesih türüdür. İşverenler ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri ile işyerinde işçi azaltımına gidecekse bunu toplu işçi çıkarma ile yapabilirler. Bu fesihte en az 30 gün önceden İş Kurumuna ve varsa işyeri sendika temsilcisine bildirim şarttır. İş sözleşmesini fesih hakkı; hak sahibine, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 24. maddesinde, işçinin önelli fesih bildirimi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, kanaatimce istifa olarak değerlendirilmelidir.

II- FESİH VE FESİH HAKKI

Devam etmekte olan bir hukuki ilişkiyi, tek taraflı olarak ve ileriye dönük olmak üzere sonlandıran bozucu yenilik doğurucu irade beyanına fesih denir. Fesih hakkı, iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır. Fesih bildiriminde fesih sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 24. maddesinde, önelli fesih bildirimi ise 17. maddesinde düzenlenmiştir. İş Kanunu’nda işçinin istifasına yönelik özel bir düzenleme yoktur. İstifa, İş Kanunu’nun, 24 ve 25. maddesinde düzenlenen işçi ile işverene derhal fesih hakkı veren sebeplerden niteliği itibarıyla farklıdır.  İşçinin, el yazısı ile yazıp işveren verdiği ve haklı bir nedenle ayrıldığını belirttiği dilekçe uygulamada istifa dilekçesi olarak işlem görmektedir. Sözlü istifa ve buna ilişkin tutanağın istifa dilekçesi olmayacağı Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.

A- FESİH BİLDİRİMİ

Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik koşulu olmayıp ispat şartıdır. Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin birinci fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun’un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Buna karşılık, aynı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı nedenle derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır. Yargıtay([1]) kararında da belirtildiği üzere; fesih bildiriminin yazılı yapılması ve toplu çıkarımlarda dahi kişiye özgü ve yazılı olması zorunludur. Haklı fesih halleri hariç fesih bildiriminin yazılı yapılmaması feshi başlı başına geçersiz kılar.

C- SÜRELİ FESİH

İş sözleşmesi, taraflara sürekli olarak bor&cced…

Görüntülenme Sayısı