Yaklaşım Logo

Aile Ve Şirket İçi Kişisel Husumetler Anonim Şirketin Haklı Sebeple Feshini Gerektir Mi?

MevzuautTR Reklam

Yazar: Soner ALTAŞ*

E-Yaklaşım / Aralık 2023 / Sayı: 372

I- GİRİŞ

Anonim şirketi sona erdiren sebepler, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu([1]) (TTK([2]))’nun  529 ilâ 531. maddelerinde düzenlenmiştir. Yasa’nın 529. maddesinde genel sona erme sebeplerine, 530 ile 531. maddelerinde ise özel sona erme sebeplerine yer verilmiştir. Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketin sona ermesine ilişkin olarak infisah ve fesih tabirleri kullanılmış iken, TTK’da “sona erme” kavramı tercih edilmiştir. Sona erme, infisah ve feshi kapsayan bir kavramdır([3]). İnfisah, Kanunda veya şirket esas sözleşmesinde öngörülen sebeplerden birinin gerçekleşmesi üzerine, herhangi bir karar alınmasına veya ihbarda bulunulmasına gerek olmaksızın, anonim şirketin kendiliğinden sona ermesini ifade eder. İnfisah, anonim şirketin iradi olmayan bir sebep ile sona ermesidir. Fesih ise kanunda veya şirket esas sözleşmesinde yer alan sebeplerden birine dayanarak bu yetkiye sahip olanlar tarafından anonim şirketin sona erdirilmesidir. Fesih yetkisi, fesih sebebinin niteliğine ve yasanın koyduğu kurala göre, bir kişide, azınlıkta, çoğunlukta veya ilgili Bakanlıkta olabilir. Bazen de feshi karara bağlamak yetkisi mahkemeye verilebilir. Fesih gerçekleştiği andan itibaren ileriye doğru hüküm doğurur([4]).

Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketin sona erme sebepleri sayılırken (m.434-437) “haklı sebeple fesih” kurumuna yer verilmemiş, bunun doğal sonucu olarak bir anonim şirketin haklı sebeplerle feshinin talep edilip edilemeyeceği hususu öğretide farklı görüşlerin oluşmasına sebep olmuştur([5]). TTK ile ise ilk defa Türk hukukunda azınlık pay sahiplerine haklı nedenlere dayanarak anonim şirketin feshini isteme yetkisi verilmiştir. Böylece şahıs şirketlerine özgü kavram olan haklı nedenin sermaye şirketi olan anonim şirketlerde uygulanması sağlanmıştır([6]).İşte bu çalışmada, anonim şirketin haklı nedenle feshini talep etme hususuna değindikten sonra, özellikle aile şirketleri olmak üzere aile ve şirket içi kişisel husumetlerin anonim şirketin feshini talep etmek için haklı sebep teşkil edip etmeyeceği hususu üzerinde durulacaktır.

II- HAKLI SEBEPLE ANONİM ŞİRKETİN FESHİNİN TALEP EDİLMESİ

Mülga 6762 sayılı Kanun’un 549/1.b.4. maddesi ile 551/2. maddesi hükmünde öngörülen şartların gerçekleşmesi ve haklı nedenlerin bulunması halinde limited şirketler bakımından şirketin feshi, ortağın şirketten çıkması veya çıkarılmasının istenebileceği kabul edilmişken, anonim şirketler bakımından haklı nedenlerle anonim şirketin feshine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamakta idi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi hükmü ile anonim şirketler bakımında da haklı sebeplerle şirketin feshine olanak tanıyan düzenleme getirilmiştir([7]).

TTK’nın 531. maddesine göre, “haklı sebeplerin varlığında”, kapalı (halka açık olmayan) anonim şirketlerde sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde ise yirmide birini temsil eden payların sahipleri, yani “azlık”, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Bu hakkın kullanılabilmesi için, şirket sermayesinin onda birine, halka açık anonim ortaklıklarda ise yirmide birine sahip olmak gerekli ve yeterlidir. Bu oranda paya bir pay sahibinin sahip olması şart değildir. Birden fazla pay sahibi de bir araya gelerek söz konusu hakkı kullanabilir. Esas sözleşme ile bu hakkın kullanımı için daha düşük bir oran da öngörülebilir. Feshin talep edileceği mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesidir. Davada husumet anonim şirket tüzel kişiliğine yöneltilir([8]).

Mahkeme, azlığın talebi üzerine şirketin feshine karar verebileceği gibi, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebilir. Mahkemece karara bağlanabilecek alternatif çözüm yollarına, sınırlı olmamak üzere, şirketin bölünmesi, davacı ortağa yönetim kurulu üyeliği hakkı verilmesi, yıllık kâr dağıtımının esaslarının belirlenmesi, dağıtılmamış kârdan belirli bir miktarın eşit taksitler halinde belirli bir sürede pay sahiplerine payları oranında ödenmesi, dağıtılmamış kârlardan sermaye artırımı yapılması örnek olarak verilebilir([9]).

Yani, mahkeme sebepleri haklı bulsa bile fesih kararı vermek zorunda değildir. Hatta, mahkeme t…

Diğer Yazılar
Görüntülenme Sayısı