Yazar: Hasan Basri CAN*
E-Yaklaşım / Haziran 2024 / Sayı: 378
I- GİRİŞ
Medikal turizm, termal turizm, yaşlı turizmi ve engelli turizmi kapsamında ülke değiştiren kişilere sağlık turisti denir. Bir klinik, acente, hastane ya da doktorun sağlık amaçlı turizm hizmeti sağlayabilmesi için çeşitli görev ve yükümlülükleri karşılaması beklenir ve bunlar ilgili devletlerin Kanun ve yönetmeliklerince koruma altına alınmıştır.
Sağlık turizminin tek başına, Türkiye’de yerleşik olmayan kişilere tedavi ve ameliyatlarının yapılması şeklinde değerlendirmemek gerekir. Bunların yanı sıra, konaklama ve ulaşım gibi konularda rehberlik, danışmanlık ve organizasyon hizmetleri verilmesi de sağlık turizmine yönelik faaliyetlerin tamamlayıcı unsurları olarak kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, sağlık turizminden elde edilen ek hizmet gelirlerinin % 50’sinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği, söz konusu hizmetlerin katma değer vergisinden (KDV) istisna olup olmayacağı ve istisna uygulamasına tabi değilse yurtdışında mukim kişilere düzenlenecek faturalardaki KDV oranının ne olması gerektiği konuları yazımız içerisinde incelenecektir.
II- SAĞLIK TURİZMİ VE YETKİ BELGESİ
En basit tanımıyla sağlık turizmi, sağlığına kavuşmak için ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye herhangi bir sebeple tedavi amaçla gidilmesidir. Sağlık turizmi, özellikle son yıllarda ülkemizde yükselişe geçen büyük bir sektörü kapsamakla birlikte, turizm ve sağlık sektörünün potansiyellerini birleştirmesi sonucu bu sektörlerde bulunan kurum, kuruluş ve özellikle ülkemizin büyümesine imkân veren bir sektör haline gelmiştir. Türkiye Sağlık Turizmi Derneği, sağlık turizminin temel sebeplerini aşağıdaki şekilde sıralamıştır;