İş Kanununda Ücret Ve Eksiltme Yapılamayacak Haller

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Akın ŞİMŞEK*

E-Yaklaşım / Haziran 2023 / Sayı: 366

I- GİRİŞ

Ücret uygulanmasıyla ilgili olarak Yasalarda farklı tanımlamalara tabi tutulmuştur. İş Kanunu’nun 32. maddesinde genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.

5510 sayılı Sosyal ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun uygulanmasında ise Kanun’un 3. maddesinde ücret, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi gereğince ücret, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesi gereğince de işveren, işçiye sözleşmede veya toplu iş sözleşmesinde belirlenen; sözleşmede hüküm bulunmayan hâllerde ise, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücreti ödemekle yükümlüdür.

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir.

İş Kanunu’nda ücretten indirim yapılması ile indirim yapılamayacak haller ayrıntılı olarak belirlenmiştir.

Bu makalede 4857 sayılı İş Kanunu ve yargı kararları çerçevesinde işçilerde ücret unsurundan ve ücretten indirim yapılamayacak hallerden bahsedilecektir.

II- ÜCRET

İş Kanunu uygulamasında ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmakta olup ücret ile ilgili düzenlemelere de genel olarak 32 ve devamı maddelerde yer verilmiştir.

İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu’nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir(

Görüntülenme Sayısı