Kurumlar Vergisi Oranı ve Kurum Kazançlarında Nihai Vergileme

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Mehmet Emin AKYOL*

Yaklaşım / Nisan 2022 / Sayı: 352

I- GİRİŞ

Kurum kazançlarının vergilendirilmesi, bu kazançların dağıtımı halinde elde eden gerçek kişi ortaklar yönünden menkul sermaye iradı sayılması nedeniyle özellik arz etmektedir.  Kurumlardan elde edilen kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak gelir vergisine tabi olması, ortakların ödeyecekleri gelir vergisine mahsuben ilave bir vergilemenin yapılmasını gerektirir. Bu amaçla iki yöntemin kullanılması söz konusudur.

Birinci yöntem,  tek aşamalı vergileme olarak adlandırılmakta olup, kurumlar vergisi oranı, ortakların kâr payı üzerinden ödeyecekleri gelir vergisini de kapsayacak şekilde belirlenir. Ortaklar nezdinde kâr payları nedeniyle ayrıca vergileme yapılmaz. Bu yöntem Türk Vergi Sisteminde 1986-1993 döneminde uygulanmış, kurumlar vergisi % 46 oranında alınarak kurum ortakları nezdinde ayrıca ilave vergileme yapılmamıştır.

Kurum kazançlarının vergilendirilmesinde ikinci yöntem iki aşamalı vergilendirme olarak tanımlanabilir. Bu yöntemde önce daha düşük oranlı kurumlar vergisi alınmakta, daha sonra kâr dağıtımına bağlı olmadan veya kâr dağıtımı aşamasında tevkifat yoluyla ilave bir vergileme yapılmaktadır. Kâr paylarının menkul sermeye iradı olarak yıllık beyan konusu yapılması halinde, gelir vergisine mahsuben yapılan vergi kesintisi beyanname üzerinden hesaplanan vergiden indirilmektedir. Kâr paylarının menkul sermaye iradı olarak beyan edilmesinin gerekmediği hallerde de tevkifat nihai vergileme olmaktadır.

Kurum kazançlarının vergilendirilmesinde 3946 sayılı Kanunla 01.01.1994 tarihinden itibaren iki aşamalı vergilendirmeye geçilmiştir. 3946 sayılı Kanunla kurumlar vergisi oranı %’46’dan % 25’e indirilmiş, buna karşılık vergi sonrası kurum kazancının dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın gelir vergisi tevkifatı yapılması öngörülmüştür. Ayrıca gerçek kişi ortaklarca kurumlardan elde edilen kâr payları için gelir vergisi beyannamesi verilmesi yahut başka nedenlerle verilen gelir vergisi beyannamelerine kâr paylarının dahil edilmesi ve kâr payları beyanının vergi alacağı dikkate alınarak yapılması esasına geçilmiştir.

Kurum kazançlarının vergilendirme esasları daha sonra 4369 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiş ve bu değişiklik 01.01.1999 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmıştır. Bu düzenleme de iki aşamalı vergilendirmeyi öngörmüştür.  Kurum kazançlarından fon payı dahil % 33 oranında kurumlar vergisi alındıktan sonra tevkifata tabi istisna kazançlardan dağıtıma bağlı olmaksızın, istisna olmayan kurum kazancından ise dağıtım aşamasında gelir vergisi tevkifatı yapılması esası getirilmiştir. Ayrıca kârın sermayeye ilavesinin kâr dağıtımı sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. 4369 sayılı Kanunla getirilen sistemde dağıtılan kâr paylarının 1/5’i vergi alacağı sayılıyor, kâr paylarının vergi alacağı dahil tutarları gelir vergisi tarifesinin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamının yarısını aştığında beyan konusu yapılıyor ve vergi alacağı beyanname üzerinden hesaplanan vergiden mahsup ediliyordu.

Kurum kazançlarında gelir vergisi tevkifatı ve kâr paylarının vergilendirilmesi son olarak 4842 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile kurum kazançlarında gelir vergisi tevkifatı kurumlar vergisinden istisna kazançlar dahil kâr dağıtımı aşamasına çekilmiş, kârın sermayeye ilavesinin kâr dağıtımı sayılmayacağı uygulaması da devam ettirilmiştir.

4842 sayılı Kanunla getirilen esaslara göre; kurumların 2003 ve sonraki yıllara ait kazançlarının dağıtımından elde edilen kâr paylarının yarısı, yıllık beyan için öngörülen haddin aşılması halinde beyan edilmekte buna karşılık kâr paylarından kesilen verginin tamamı beyanname üzerinde hesaplanan vergiden mahsup edilmektedir. Kâr paylarının yıllık beyan konusu yapılmasının gerekmediği hallerde tevkifat nihai vergileme olmaktadır. 2002 ve daha önceki yıllara ait kurum kazançlarının dağıtımı halinde ise vergileme Gelir Vergisi Kanunun (GVK) geçici 62. maddesinde yer alan esaslara göre yapılmaktadır.

Diğer taraftan 4842 sayılı Kanunla getirilen esaslar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda da korunmuştur.

II- KURUMLAR VERGİSİ ORANI

Görüntülenme Sayısı