Yazar: Cüneyt ÖZEN*
I-
GİRİŞ
T.C. Anayasası yıllık ücretli izin
hakkını, anayasal bir hak olarak saymış, 50. maddesinde “Dinlenmek çalışanların hakkıdır.
Ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.” hükmüne
yer vermiştir. İşçilerin yıllık ücretli izin hakları ve bu hakkın kullanılmasına
ilişkin yasal düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. ve 60. maddeleri
arasında yer almıştır. Ayrıca İş Kanunu’nun 60. maddesine dayanılarak çıkarılan
Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nde(1) de bu konuda
ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir. Getirilen bu yasal düzenlemeler ile bir
yıl boyunca çalışıp bedeni ve ruhi açıdan yorulan işçinin belirli bir süre
işyeri ortamından uzaklaşması ve bu süreye ait ücretinin de ödenerek geçim
kaygısından uzak olarak dinlenmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda, işçilerin
her hizmet yılına karşılık yıllık ücretli izinlerini gelecek hizmet yılı içinde
kullanacakları hükme bağlanmış olup işçinin iznini geçim kaygısından uzak
olarak dinlenme amacıyla kullanmasını sağlamak için işverenin, yıllık ücretli
iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili
işçinin izne başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek
zorunda olduğu belirtilmiştir.
Bu yazımızda; öncelikle işçilerin
yıllık ücretli izin hakları ile ilgili yasal düzenlemelerden kısaca
bahsedilecek, daha sonra da Kanun hükmüne aykırı olarak izinlerin
biriktirilerek toplu kullandırılması halinde işverenlerin bu süreye ait izin
ücretinin tamamını da peşin olarak vermek zorunda olup olmadıkları sorusuna
cevap aranmaya çalışılacaktır.
II-
YASAL DÜZENLEME
4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesine göre; işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. İşçilerin yıllık ücretli izne hak kazanmalarında, bu bir yıllık sürenin hesabında aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin İş Kanunu kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin diğer işyerlerinde İş Kanunu kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır. İşçilerin yıllık ücretli izne hak kazanmaları için gerekli bekleme süresinin hesaplanmasında kamu kurumları için özel bir düzenleme mevcuttur. Şöyle ki aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı Bakanlığa bağlı tüzel kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel Kanuna veya özel Kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında göz önünde bulundurulacaktır.
İş Kanunu’nun 55. maddesinde sayılan bazı
süreler, yıllık ücretli izin hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır. Bir
yıllık süre içinde çalışılmış gibi sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin
devamının kesilmesi halinde, bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenir
ve bu suretle işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet
süresinin bitiş tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır. İşçi, bu hükümlere göre
hesaplanacak her hizmet yılına karşılık yıllık iznini gelecek hizmet yılı
içinde kullanır.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren
mevsimlik veya kampanya işlerinde çalışanlara yıllık ücretli izne ilişkin
hükümler uygulanmaz. İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet
süresi; a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil) olanlara 14 günden, b) Beş
yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara 20 günden, c) Onbeş yıl (dâhil) ve daha
fazla olanlara 26 günden, az olamaz. Yer altı işlerinde çalışan işçilerin
yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır. Ancak 18 ve
daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek
yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Yıllık izin sürelerine ilişkin
hükümler nispi emredici niteliktedir. Yani iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri
ile işçiler lehine artırılabilir.
İşçi sayısı yüzden fazla olan işyerlerinde işveren veya işveren vekilini temsilen bir, işçileri temsilen iki kişi olmak üzere toplam üç kişiden oluşan izin kurulu kurulur. Kurula işveren temsilcisi başkanlık eder. Kurulun başkanı dışında kalan işçi üyeleri ve yedekleri işyerinde varsa, işyeri sendika temsilcileri tarafından seçilir. Sendika temsilcileri seçilmemiş işyerinde izin kurulunun işçi üyeleri ve yedekleri, o işyerindeki işçilerin yarıdan bir fazlasının…