Yazar: Cumhur Sinan ÖZDEMİR*
I-
GİRİŞ
4857 sayılı İş Kanunu iş sözleşmesini;
işçinin iş görmeyi, işverenin de ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme,
şeklinde tanımlanmıştır. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir
şekle tâbi değildir. Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin
yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit
resim ve harçtan muaftır. Türk hukukunda yargı kararları ile de açıklandığı
üzere iş ilişkilerinde asıl olan belirsiz süreli iş sözleşmeleridir. Belirli
bir süre konan sözleşmeler, belirli süreli iş sözleşmeleridir. Belirli süreli
iş sözleşmesinin varlığını ileri süren taraf bunu ispat ile yükümlü
tutulmuştur. Sözleşmenin yazılı olarak yapılmadığı hallerde işverenin işçiye vereceği
belgede, sözleşme süresinin de gösterilmesi zorunluluğu işçiyi bilgilendirme
gereği yanında işverene ispat külfetini kolaylaştıran bir imkânı da yaratmış
olmaktadır. 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabi olarak çalışan
yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu
temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak
üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılmaktadır. Ancak
Özel Öğretim Kurumlarına tabi olarak süreli sözleşme ile çalışan personel ile
birden fazla süreli sözleşme yapılması halinde bu sözleşmelerin süresiz sözleşmeye
dönüp dönmediği konusunda Yargıtay tarafından verilen farklı kararlar
bulunmaktadır.
II- BELİRLİ VE BELİRSİZ SÜRELİ İŞ
SÖZLEŞMESİ
4857 sayılı İş Kanunu’nun, 8. maddesine göre iş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmeleri taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde en önemli hukuki belge niteliğindedir. Çalışma mevzuatında farklı türlerde iş sözleşmeleri yer almaktadır. Bunlar sürekli-süreksiz, belirli-belirsiz, azami-asgari süreli, şarta bağlı, deneme süreli, takım sözleşmesi, mevsimlik, kısmi-tam süreli iş sözleşmeleridir. Belirli süreli ve belirsiz süreli iş sözleşmeleri çalışma hayatında en sık rastlanan sözleşme türleridir. Uygulamada iş sözleşmelerinin belirsiz süreli olmaları esastır. Ancak İş Kanunu, işçi ve işverene belli şartlar ve kısıtlamalar doğrultusunda belirli süreli sözleşme yapma imkânı da tanımaktadır.
A- BELİRSİZ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ
4857 sayılı İş
Kanunu’nun, 11. maddesi; belirsiz süreli iş sözleşmesini, iş ilişkisinin bir
süreye bağlı olarak yapılmadığı durumlarda ortaya çıkan sözleşme olarak tanımlamıştır.
Diğer bir ifadeyle çalışanın ne kadar süre ile çalışacağı, yaptığı işin ne
zaman sona ereceği gibi bilgiler açıkça yazılı bir şekilde kararlaştırılmamışsa
o sözleşme doğrudan belirsiz süreli iş sözleşmesi niteliğini alacaktır. Bu
niteliği alabilmesi için bir de yapılan işin belirli bir süresinin olmaması
gerekir. Örneğin; işçi işe başlarken sözleşmenin biteceği tarihi bilmiyorsa ve
bu zaman belirlenmemişse sözleşme belirsiz süreli iş sözleşmesi halini alır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin sosyal yönden daha fazla korundukları
bir gerçektir. Bu bakımdan belirli süreli iş sözleşmelerinin kötüye kullanılmasının
engellenmesi ve bunların objektif temellere dayandırılması, Avrupa Birliği
müktesebatının da bir gereğidir.
B- BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ
4857 sayılı İş Kanunu’nun, 11. maddesi belirli süreli sözleşmesini; belirli süreli işlerde, belli bir işin tamamlanması, belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi olarak tanımlamıştır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere tarafların belirli süreli sözleşme yapma serbestisi Kanun ile sınırlandırılmıştır. İstisnai durumlarda yapılabilen bir sözleşmedir. Belirli süreli olarak düzenlenen bir sözleşmenin kanunen geçerli olmas…