Deprem Kaynaklı Olağanüstü Hal Döneminde İş Sözleşmesinin Zorlayıcı Nedenle İşveren Tarafından Feshi Hukuken Korunur Mu?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Çetin SONKAYA*

E-Yaklaşım / Mayıs  2023 / Sayı: 365

I- GİRİŞ

İnsan olarak var olduğumuz her alanda yıkıma neden olan 6 Şubat 2023 ve sonrasında meydana gelen depremlerin etkilerini azaltabilmek amacıyla kamu gücü kullanılarak pek çok alanda tedbirler uygulamaya alınmıştır.

Depremin istihdam ilişkilerinde neden olduğu olumsuz etkilerin azaltılması amacıyla 125 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi([1]) ile çalışma ve sosyal güvenlik alanında bir dizi tedbir almıştır. Kanun gücündeki bu kararnameyle, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesinin belirlenmiş nedenler dışında işverence feshi olağanüstü hal süresince sınırlandırılmıştır.

Deprem, tarafların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesine neden olmaktadır. Edim yükümlülüğünün işçi tarafından yerine getirilemediği bu halde, zorlayıcı (mücbir) nedene dayanarak iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi konusundaki uyuşmazlıkların artacağı öngörülmektedir. Mevzuat riskinin yönetilmesine katkı sağlamak amacıyla çalışmamızda; depremin mevcut istihdam piyasasına etkisi hakkında bilgi verilecek, olağanüstü hal döneminde zorlayıcı nedenle iş sözleşmesinin işverence feshinin meşruiyeti konusunda bilgi ve değerlendirmelerde bulunulacaktır.

II- DEPREMİN TÜRK İSTİHDAM PİYASALARINDA ETKİSİ

A- GENEL OLARAK

Güneydoğu Anadolu fay hattını takip eden illerimizde büyük yıkıma neden olan 6 Şubat 2023 ve 20 Şubat 2023 tarihlerinde vuku bulan depremlerde; olağanüstü hal ilan edilen 11 ilde 876.569’u bağımsız bölüm olmak üzere 298.448 bina ağır hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiş; 14.021.280 kişilik yurttaşımız (nüfusu) ve 1,5 milyondan fazla Suriyeli mülteci etkilenmiştir. Depremlerde 50.000’den fazla insan ölmüş ve yaklaşık 107.000 kişi yaralanmıştır.

Her ne kadar ancak Facebook verilerine hareketleri sabitlenmiş gibi görünüyor olsa da 3,3 milyon kişi ikamet yerlerinden ayrılmıştır([2]).

B- MEVCUT İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ(

Görüntülenme Sayısı