Yazar: Sinem YEŞİLDAĞ DEMİR*
I-
GİRİŞ
Gelişen ve buna bağlı olarak da her
alanda değişen dünya düzeninde, ekonomik sistemin aktörlerinin küresel
pazarlarda çok çabuk ve hızlı bir şekilde buluşması şirketler arasında ticari
faaliyetlerin gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Şirketler, ihtiyaç
duydukları birçok hizmeti yerel pazarlarda karşılayabildikleri gibi vergisel
veya kalite ya da fiyat gibi avantajlar nedeniyle ülke dışından temin etme
yoluna girişmektedirler. İhtiyaç duyulan hizmetler know how benzeri gayrimaddi
haklara ilişkin olabileceği gibi ticari kazanç olarak değerlendirilebilecek
hizmetlere ilişkinde olabilir. Bu yazımızda, danışmanlık vb. serbest meslek
faaliyeti çerçevesinde yurt dışından temin edilen hizmetler karşılığında yapılan
ödemelere kurumlar vergisi kanunu kapsamında tevkifat/kesinti uygulanabilmesi
için gerekli iki şarttan biri olan 183 gün Türkiye’de bulunma kuralının
değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
II- YURT DIŞINDAN TEMİN EDİLEN
HİZMETLER VE VERGİLENDİRİLMESİ
5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanunu(KVK)’nun 1. maddesine göre, sermaye
şirketleri, kooperatifler, iktisadî kamu kuruluşları, dernek veya vakıflara ait
iktisadî işletmeler ve iş ortaklıklarının gelir vergisinin konusuna giren gelir
unsurlarından oluşan kazançları kurumlar vergisine tabidir.
Bir hesap döneminde elde edilen kazançların beyan edilip edilmeme ya da tevkifata tabi tutulup tutulmaması bakımından iki türlü mükellefiyet türü bulunmaktadır. Tam ve dar mükellef olarak ayrıma gidilen mükellefiyet türü KVK’nın 3. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Kanun’un 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanunî veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar tam mükellef statüsünde olacak ve gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirileceklerdir. Kanun’un 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanlar, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceklerdir.
Mezkur Kanun
maddesinin üçüncü
fıkrasında dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar
bentler halinde sayılmıştır. Bu kazançlardan biri de serbest meslek kazançları
olup, serbest meslek kazançlarının dar mükellef olarak vergilendirilmesinde
kazancın Türkiye’de elde edilmiş olması şartı koşulmuştur. Elde edilmeden
kasıt, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin son fıkrası uyarınca,
ödemenin Türkiye’de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye’de
ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi
veya karından ayrılmasıdır başka bir ifade ile yasal defter kayıtlarında gider
olarak gösterilmesidir.
Dar mükellef kurumların vergilendirilmesinde
istisnalar dışında tevkifat yöntemi esas kılınmıştır. KVK’nın 30. maddesinde,
dar mükellefiyete tabi kurumların aynı maddede bentler halinde sayılan kazanç
ve iratlar üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere
nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından kurumlar vergisi
kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu bağlamda mezkur maddenin birinci
fıkrasının (b) bendinde serbest meslek kazançlarından bahsedilmiş olup, nakden
veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedeller üzerinden kurumlar vergisi
kesintisi yapılacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan vergi kesintisi
oranları, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 03.02.2009
tarihinden itibaren petrol arama faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak
kazançlarda % 5, diğer serbest meslek kazançlarında % 20, olarak
belirlenmiştir.
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel
Tebliği’nin “22.2.3. Serbest Meslek Kazançlar” başlıklı bölümünde dar mükellef kurumların
elde ettikleri serbest meslek kazançlarına ilişkin açıklamalara yer verilmiş
olup, bu açıklamalarda dar mükellef kurumların ücret olarak
değerlendirilebilecek bir gelirlerinin yalın anlamıyla mümkün olamayacağı, hem
ücretin hem de serbest meslek kazancının elde edilmesinin dar mükellef
kurumların çalışanı eliyle mümkün olduğu durumlarda dar mükellef kurumların çalışanları
eliyle elde ettikleri kazançların ücret yerine serbest meslek kazançları olarak
vergiye tabi tutulması gerektiği açıklanmıştır. Tebliğ’de yer verilen açıklalar
şu şekildedir;
“ …