E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383
I- GİRİŞ
Dahilde işleme rejimi(DİR) her ne kadar bir gümrük rejimi olsa da meri mevzuat bazı durumların Yeminli Mali Müşavir (YMM) raporu ile tevsikini zorunlu kılmaktadır. Her iki Bakanlıkta da görev yapmış biri olarak teorik tartışmalara girmeden, dahilde işleme rejimini de kullanan bir firmanın KDV iade/kapatma/tespit vs. raporlarının düzenlenmesinde Yeminli Mali Müşavirlere ve firmalara sorun çıkarabilecek/dikkat edilmesi gerektiğini düşündüğüm konulara temas edeceğim.
Kanun ve KDVK Genel Uygulama Tebliği’nin ilgili bölümünü, gümrük ve DİR mevzuatının temel esaslarını da dikkate alarak olabildiğince teknik detaya girmeden irdelemeye çalışacağım. Hali hazırda bu konuda sorun yaşayanlardan intikal eden sorularda bu yazının kaleme alınmasına vesile olmuştur. Faydalı olmasını dilerim.
Dahilde işleme rejiminin amacı 2005/8391 s. Karar’da şöyle açıklanmıştır: “Dünya piyasa fiyatlarında hammadde temin etmek suretiyle ihracatı artırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak, ihraç pazarlarını geliştirmek ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek.”
Kararda yer alan ulvi amaçlar bir yana ihracatçı bir firma genellikle minimum maliyet maksimum kar kuralını öncelediğinden (istisnalara sözümüz yok, bu gayet doğaldır), ister ithalat yapsın ister yurt içi alımı(YİA) kullansın DİR hep gözde bir rejim olmuş ve olmaya devam etmektedir.
II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU VE DAHİLDE İŞLEME REJİMİ
Bilindiği üzere 3065 sayılı KDVK Geçici 17. maddesinde; “Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31.12.2025 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır. İhracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca KDV Genel Uygulama Tebliği’nin istisnalar/ihracat istisnaları kısmında 9 No.lu başlık altında konuya yer verilmiştir.
III- DAHİLDE İŞLEMEDE YURT İÇİ ALIMLAR
Dahilde işleme rejimini, rulo sacdan boru yapıp ihraç etmek isteyen bir firmayı model alarak, kısaca tanımlamak gerekirse;
En çok kullanım şekli olan “şartlı muafiyet sisteminde” rulo sac, dahilde işleme izin belgesi (DİİB) kapsamında ithal edilir, gümrük vergileri (Bu tanım KDV’ni de içerir) teminata bağlanarak tahsil edilmez ve bu sacdan üretilen borular ihraç edildikten sonra belge kapatılarak teminat iade edilir.
Aslında ithal girdi kullanımı halinde muafiyet sağlama temel esas (2005/8391 s. BKK kapsam maddesi) olsa da, aynı Karar’da belge ile yurt içi alıma da izin verilerek kapsam dışına çıkılmıştır. İhracatı artırmaya yönelik/ihtiyaca binaen yapılmış bir düzenleme olduğundan sadece KDV’ne tecil imkanı sağlasa da, bu rejimin finansal katkısı tartışılmazdır.
Yukarıdaki maddeye göre bu teslim sadece dahilde işleme izin belgesi sahibi firmalara yapılabilir. Bir üretim faaliyeti içerse de dahilde işleme izni (Dİİ) sahibi bir firmaya bu madde kapsamında teslim yapılamaz (DİİB, İhracat Genel Müdürlüğünce, Dİİ ise, ilgili Gümrük İdaresinde verilir.)
Yurt içinde teslim edilen bu eşyanın DİİB kapsamında ihracı taahhüt edilen asıl işlem görmüş ürünün (AİGÜ) imalinde kullanılması gereken bir madde olması zorunludur. Bu durum teslime konu eşyanın, belgenin “ithalat listesi”nde yer almasını gerektirir. Yurt içinde teslim edilen bu madde doğal olarak “serbest dolaşımda”dır. Serbest dolaşımdaki eşya ülke içinde imal edilmiş olabileceği gibi, vergileri ödenerek ithal edilmiş de olabilir.
IV- EŞYANIN GTİP TESPİTİ VE İHRACAT SÜRESİ
Tecil-terkine konu eşyanın DİİB kapsamı ithalat listesinde yer alan eşya ile aynı olup olmadığını bir YMM’in gümrük yardımı almadan tespit etmesi mümkün değildir (istisnalar tabi ki olabilir). Bu denetim bir şekilde mutlaka yapılıyordur ancak dikkat edilmediğinde, Ticaret Müfettişlerince yapılan olası bir sonradan kontrol denetimlerinde sorun olarak geri dönmesi de mümkündür (Spesifik bu konudan olmamakla birlikte DİR içeren iade raporlarında sorun yaşayanlar olabilmektedir).
Bilindiği üzere gümrük mevzuatı eşyayı 12’li rakamsal kodlarla tanımlamakta ve gümrük tarife istatistik pozisyonu (GTİP) olarak adlandırmaktadır. DİİB ithalat listesinde, maddelerin GTİP’ lerinin yanı sıra, adları/ticari tanımlarına da yer verilmekte ayrıca satır kodları (GTİP’ten ayrı belge özelinde oluşturulan rakamsal kod) da bulunmaktadır. Aynı GTİP’te yer alan ithal eşyası farklı sarfiyatlar nedeniyle farklı satır kodlarında bulunabilmektedir. Dolayısı ile ithal listesi denetiminde yurt içi alıma konu eşyanın GTİP uyumu yanı sıra, satır kodlarındaki farklılığa da dikkat edilmelidir. Bu durum eşyanın teknik özelliklerinin uyumsuzluğundan tutunda miktar, verimlilik oranları, ticari kalite vs. bir çok kriterde usulsüz kullanıma yol açabilir. Kafaları fazla karıştırmadan bu risklerin AİGÜ içinde aynen geçerli olacağını ifade edelim.
Gümrük vergisi avantajı (ithal edilmişler için) olmamasına rağmen DİİB kapsamında tecil-terkinle hammadde alımının nedenlerine girmeden, zaten ihracat yapan ancak ithal girdi kullanmayan firmaların ihraç kayıtlı alımlarında ihracat süresini uzatmak için bu belgeye ihtiyaç duyduklarını belirtelim. Zira geçici 17. madde bu sürenin “rejimlerdeki süre” olacağını açıkça belirtmiştir.
Aracı ihracatçılar, grup firmalar vs. de dahil, belge sahibi firmalar dışındakilere yapılan teslimlerde bu maddeye göre değil, 11/1-c’ye göre işlem yapılması gerektiğinden süre hesabında 3 ayın dikkate alınacağını da hatırlatalım.
Belge kapsamında tecil-terkinle alınan bu eşyanın bir şekilde yurt dışı edilmediği tespit edildiğinde, KDVK gereği vergi ziyaı cezası tatbik edilerek KDV tahsil edilir. DİR mevzuatı her ne kadar rejim açısından bu eşyayı “ithal eşyası” olarak kabul ederim demişse de, ithal eşyasına uygulanacak cezaların (özellikle 4458/238) bu eşyaya uygulanmayacağını da söylemiştir. Ayrıca döviz kullanım oranı ve ikincil işlem görmüş ürüne (İİGÜ) ilişkin zorunluluklar (beyan/vergilendirme/ceza) bu eşya için söz konusu değildir.
V- VERİMLİLİK ORANLARI VE EKSİK İHRACAT
Rejimin yurt içi alımlara imkan vermesi aslında ithal ikame bakış açısından kaynaklanır. Ülkede mevcut bir hammadde dururken ithal girdi kullanmak istenilen bir durum olmasa da, bir çok nedenle belge kapsamı ithalat zorunluluğu söz konusu olabilmektedir. Yurt dışı müşterinin hammaddeyi yurt dışındaki bir üreticiden alımını şart koşması bunun tipik örneklerindendir.
Her neyse biz yurt içi alım konusuna devam edelim.
Belge kapsamında ithalat yerine yurt içi alıma izin veren DİR mevzuatı ithal eşyasını yurt içindeki madde ile eşleştirilmiş olmaktadır.