Yarım Ücrete Hak Kazanmada Zorlayıcı Sebebin Sürekli Olması Şart mıdır?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Cüneyt ÖZEN*

Yaklaşım / Ocak 2022 / Sayı: 349

I- GİRİŞ

Çalışma hayatımızda yeni tip Koronavirüs (COVID-19) salgınının etkilerine karşı devreye alınan kısa çalışma ödeneği uygulaması ile birlikte adını sıkça duyduğumuz bir diğer uygulamada yarım ücret olmuştur. Yarım ücret, 4857 sayılı İş Kanunumuzun 40. maddesinde düzenlenmiştir. Kanunda sayılan işçi ve işverene haklı nedenle fesih hakkı veren zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar yarım ücret ödenmesi zorunludur.

Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’nda haklı fesih tanımına yer verilmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(1) 435/II maddesinde haklı nedenle derhal fesih; “Sözleşmeyi fesheden taraftan, dürüstlük kurallarına göre hizmet ilişkisini sürdürmesi beklenemeyen bütün durum ve koşullar, haklı sebep sayılır.” hükmü ile genel olarak tanımlanmıştır.

Haklı nedenle derhal fesih sebep ve halleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde “Sağlık Sebepleri”, “Ahlak ve İyiniyet Kurallarına Uymayan Haller” ve “Zorlayıcı Sebepler” başlıkları altında tek tek sayılmıştır(2).

Haklı fesih sebepleri arasında sayılan zorlayıcı sebepler; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde işçi açısından “işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” şeklinde, işveren açısından ise aynı Kanunu’nun 25. maddesinde “işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması” şeklinde hükme bağlanmıştır.

Bu yazımızda öncelikle haklı nedenle derhal fesih hakkının hukuki niteliği ve sonuçlarından kısaca bahsedilecek, daha sonra bu hallerden biri olan ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. ve 25. maddelerinde sayılan zorlayıcı sebeplerle işçiye ödenecek yarım ücrete hak kazanmada işin durmasını gerektiren ya da işçiyi çalışmaktan alıkoyacak sebebin bir haftadan fazla süreli olmasında “sürekliliğin” aranıp aranmayacağı sorusuna cevap aranacaktır.

II- YASAL DÜZENLEME

Yukarıda da bahsedildiği üzere haklı nedenle derhal fesih, karşı tarafın kabulüne gerek olmaksızın tek tarafın irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir haktır. Haklı fesih nedeni olarak sayılan hallerden birinin gerçekleşmesi ile iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermez. İş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkı doğmuş olan taraf bu hakkını kullanıp kullanmamakta tamamen serbesttir. Hatta bazı hallerde bu hakkını öngörülen süre içinde kullanmazsa bu hakkı düşecektir. 

Sözleşmeyi haklı nedenle fesheden taraf bildirdiği nedenle bağlıdır. Daha sonra iş sözleşmesini başka bir nedenle feshettiğini iddia edemeyecektir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesi işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenlemiştir. Söz konusu maddede süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir: I. Sağlık sebepleri: a) İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa. b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa. II. Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa. b) İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sö…

Görüntülenme Sayısı