Yapı Kooperatiflerinde Ortaklarla İlgili Önemli Bir Detay!!!

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Orhan BAYTEKİN*

 

E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383

 

 

I- GİRİŞ

 

Kooperatifler Kanunu’ndaki tanıma göre kooperatifler, belirli bir ekonomik ihtiyaç çerçevesinde karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma amacıyla kurulan şirketlerdir. Her ne kadar Türk Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ticaret şirketleri arasında sayılmış olsa da asıl amaç piyasa ekonomisinin içerisine girip kâr amaçlı mal veya hizmet satmak yerine ortakların çeşitli ihtiyaçlarını yardımlaşma ve dayanışma içerisinde piyasadan daha ucuza ve kaliteli olarak temin etmesi olmaktadır. İnsanların sermaye yetersizliği, bilgi yetersizliği, tecrübe eksikliği, gibi sebepler yüzünden tek başlarına yapamadıkları bazı faaliyetleri bir araya gelerek bu eksiklikleri gidermeye çalışmak ve amaçlarına ulaşmak için kooperatif kurma ihtiyaçları hasıl olmuştur. Bu ayki yazımızda konut veya işyeri sahibi olmak için bir araya gelen gerçek veya tüzel kişilerin oluşturdukları yapı kooperatiflerinde ortakların almış oldukları görevler ve başka şirket veya yapılarda üstlendikleri görevler sebebiyle yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisi muafiyetini etkileyecek hususları olup olmadığını irdelemeye çalışacağız.

 

II- YAPI KOOPERATİFLERİNİN KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİ

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre kooperatifler kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesine göre kooperatifler</strong>; tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklardır. Söz konusu Kanun’un 2. maddesinde Bir kooperatifin en az yedi ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulacağı ..” hüküm altına alınmıştır.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 2. maddesinde “Kooperatifler: 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder.” denilerek kooperatifler türleri itibariyle tek tek sayılmamıştır. Bu nedenle tür ayrımı olmaksızın bütün kooperatifler kurumlar vergisi mükellefi olarak kabul edilmektedir.

 

Kooperatifler, ortaklarının meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ile sağlanması esasıyla kurulmaktadırlar. Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendi ile de tüketim ve taşımacılık kooperatifleri dışında kalan kooperatifler belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuşlardır. Dolayısıyla tüketim ve taşımacılık kooperatifleri şartları sağlasalar bile muafiyetten yararlanamıyor ve kurumlar vergisi mükellefi olmak zorunda kalıyorlar.

 

5520 sayılı kurumlar vergisi kanununda kooperatifler için yer alan mevzuat hükümlerini özet halinde anlatmaya çalışırsak, Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

 

. Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

 

. Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesine,

 

. Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,

 

. Sadece ortaklarla iş görülmesine, dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulması gerekmektedir.

 

Yukarıda bahsedilen muafiyet şartlarının ortak özelliği, piyasa ekonomisi içerisinde yer alan sermaye şirketlerine ait özellikler olmalarıdır. Oysa kooperatif kurulmasının amacı ortaklarına piyasa fiyatının altında kaliteli hizmet sunmak veya mal tesliminde bulunmaktır. Bu sebepten ötürü kooperatifler ortaklarına kazanç üzerinden kâr payı dağıtmaz sadece belirlenen amaçlar doğrultusunda elde edilen varlıkların hisseleri oranında bölüştürülmesini sağlar. Ortak, kooperatiften sürekli olarak kazanç elde etmesini ve bunu kendilerine dağıtmasını beklemez, şayet böyle bir beklenti ancak sermaye şirketleri tarafından sağlanabilir.

 

Ülkemizdeki gayrimenkul piyasası son zamanlarda çok fazla değerlendiğinden insanların ev, işyeri alma talepleri bir süre ötelenmiş bulunmaktadırlar. Bu durumda yukarıda amaçları ve kuruluş şekilleri hakkında bilgi verilen kooperatiflere ihtiyaç duyulmaktadır. Tek başına bir kişinin kısıtlı bir birikimi ile bir arsa alıp ikamet edebileceği bir konut inşa etmesi çok zor olduğundan topluluk halinde hareket edilmesi işleri daha da kolaylaştırmaktadır. İş te bu noktada yukarıda muafiyet şartları belirtilen kooperatiflere birtakım ilave şartlar konularak konut yapı kooperatifleri kurulmaktadır.

 

Yapı kooperatiflerinde muafiyetten yararlanabilmek için yukarıda sayılan şartlara ilaveten;

 

. Kuruluşlarından, yapı inşaatlarının sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesine göre bunlarla ilişkili kişilere veya işçi işveren ilişkisi bulunan kişilere yer verilmemesi,

 

. Yapı ruhsatı ile arsa tapusunun kooperatif tüzel kişiliği adına olması, gerekmektedir.

 

Buna göre, yapı kooperatiflerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için, kuruluşlarından inşaatın sona erdiği tarihe kadar yönetim ve denetim kurullarında, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya bunlarla ilişkili kişi kabul edilen kişi ve kurumlara veya bunlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermemeleri gerekir.

 

Kanun’un madde gerekçesinde “..günümüzde yapı kooperatifi adı altında faaliyet gösteren ancak, gerçekte “Yap-Sat İnşaat” faaliyetinde bulunarak haksız rekabete ve vergi kaybına yol açan ve kooperatifçilikten beklenen sosyal amaçlarla örtüşmeyecek şekilde faaliyet gösteren oluşumların da vergilendirilmesi amaçlanmıştır.” açıklandığı üzere yapı kooperatiflerine muafiyet tanınmasının sebebi Kişilerin karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma amacıyla bir araya gelerek konut ihtiyaçlarını karşılamaktır. İnşaat faaliyetinde bulunanların kooperatif çatısı altında mükellefiyet tesis ederek vergisel avantajları kullanarak haksız rekabet yapmalarının önlenmesi için yapı kooperatiflerine özel şartlar eklenmiştir.

 

İnşaat işiyle uğraşan kişi ve firmaların kötü niyetini önlemek ve vergisel kayıplara yer vermemek için kanun koyucu kooperatiflerin yönetim ve denetim kurullarına, inşaat işini üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya bunlarla ilişkili kişi kabul edilen kişi ve kurumlara veya bunlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer verilmesini engellemiştir.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nda ve 1 seri numaralı kurumlar vergisi genel tebliğinde yapı kooperatiflerinin genel şartları, özel şartları, ortak dışı işlemler, vergilendirme ve muafiyet şartlarının ihlal edilmesi durumları, yapı ruhsatı ve arsa tapusunun kooperatif üzerine kayıtlı olduğu, olmadığı durumlar örneklerle açıklanmıştır.

Görüntülenme Sayısı