E-Yaklaşım / Nisan 2024 / Sayı: 376
I- GİRİŞ
Kişi ve kurumların belli bir sektöre, ülkeye, alana veya finansal enstrümanlara yatırım yaparken değerlendirmeye aldıkları temel ölçütler vardır. Bu ölçütlerden biri de vergi yükü ve ödemeleridir.
Vergi yükü ve vergi bürokrasisinin yoğun olduğu durumlarda, yatırım daha ziyade esnek vergi kurallarının tanımlandığı, bürokrasinin olmadığı ve nihayetinde vergi yükünün iz bedeli olarak alındığı yöne doğru bir evrim geçirmektedir.
Ülkeler açısından ise yapılması gereken mümkün olduğu kadar vergi yoğunluklarını sadeleştirerek nicel olarak azaltacak, prosedürleri tek noktada ve fazlaca bir emek ve zaman israfına gerek kalmadan gerçekleştirebilecek sistemlerin kurulması önemli bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu anlamda, tabancı sermaye yatırımlarına yönelik irtibat büroları, bölgesel yönetim merkezleri ve doğrudan ülke içinde şube açılmasının farklı vergisel görüntüleri ve etkileri bulunmaktadır.
Yazımızda farklı alternatiflere yönelik kısa bilgi ve analizler eşliğinde olması gereken üzerinde neler yapılabileceğine dair bir değerlendirme ortaya konulacaktır.
II- YABANCI ŞİRKETLER AÇISINDAN FARKLI ALTERNATİFLER
A- İRTİBAT BÜROLARI
Doğrudan yabancı yatırımların özendirilmesine, yabancı yatırımcıların haklarının korunması ile yatırım ve yatırımcı tanımlarında uluslararası standartlara uyulmasına, doğrudan yabancı yatırımların gerçekleştirilmesinde izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönüştürülmesine ve tespit edilen politikalar yoluyla doğrudan yabancı yatırımların artırılmasına ilişkin esasları düzenleyen ve doğrudan yabancı yatırımlara uygulanacak işlemleri kapsayan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’na göre, yabancı ülke kanunlarına göre kurulmuş şirketlere, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca Türkiye’de ticarî faaliyette bulunmamak kaydıyla irtibat bürosu açma izni verilebilmektedir.
Kanuna dayanılarak çıkarılan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde irtibat bürolarına ilişkin kuruluş usul ve esasları belirlenmiştir.
Bu çerçevede yabancı yatırımcıların kurabilecekleri veya iştirak edebilecekleri şirketler, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen şirketler ile Borçlar Kanunu’nda düzenlenen adi şirketler olabilecektir.
Adi ortaklık, konsorsiyum, iş ortaklığı, ortak girişim gibi isimler altında sözleşmeye dayalı olarak kurulan ve Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen şirketlerin belirgin niteliklerini taşımayan ortaklıklar, Kanun’un uygulanması bakımından adi şirket sayılırlar.
İrtibat büroları özelinde;
a) İrtibat bürolarına ilk başvurularda, azami 3 yıl süre ile beyan edilen faaliyet kapsamında izin verilir. Faaliyet sürelerini uzatmak isteyen bürolar, faaliyet süresinin sona ermesinden önce müracaat ederler.
b) Süre uzatma taleplerini, büronun geçmiş yıl faaliyetleri, yabancı şirketin Türkiye’de geleceğe yönelik iş planı ve hedefleri, mevcut ve öngörülen harcama tutarı ile istihdam edilen personel sayısı çerçevesinde değerlendirerek yürütülecek faaliyetin niteliğine uygun şekilde aşağıda belirtilen sürelerle sonuçlandırabilir.
Pazar araştırması veya yabancı şirketin ürünlerinin ya da hizmetlerinin tanıtımını yapmak üzere izin alan büroların faaliyet süreleri ise uzatılmaz.
Süre Uzatımında Bulunulan Faaliyet Türleri ve Verilecek Süreler |
|
Faaliyet Türü ve Kapsamı |
Süre (Yıl) |
Temsil ve ağırlama (Yabancı şirketin sektörel kuruluşlar nezdinde ve ilgili organizasyonlarda temsil edilmesi, yabancı şirket yetkililerinin Türkiye’deki iş temaslarının koordinasyonu ve organizasyonu, bu kişilerin ofis kullanım ihtiyaçlarının karşılanması) |
5 |
Türkiye’deki tedarikçilerin kalite ve standart açısından kontrolü, denetimi ve tedarikçi temini
PaylaşGörüntülenme Sayısı
Podcst Dinle En Çok Okunanlar ©2023. Yaklaşım Dergisi Tüm Hakları Saklıdır |