Yazar: Ferhat FAHRAN*
“Bazıları
büyük olarak doğar, bazıları sonradan büyüklük kazanırlar, bazılarını da zorla
büyük yaparlar” W. Shakespeare
I-
GİRİŞ
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun
geçici 31. maddesi VUK mevzuatımıza, 7144 sayılı Kanun’un(1) 5. maddesi ile
eklenmiştir. Geçici maddede; “Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına
göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin taşınmazlarını,
Kanunda belirtilen şartlarda değerleyebilecekleri” hüküm altına
alınmıştır.
Bu sefer yukarıda anılan maddeye, 7326
sayılı Kanun’un 11. maddesiyle, ekleme
yapılmış, değerlemenin kapsamı genişletilerek, taşınmazlara ilave olarak
ATİK’ler de dahil edilmiştir. Ayrıca,
konumuzun dışında olduğu için, 7144 sayılı Kanun’da DAF üzerinden % 5 oranında
vergi alınırken, son yasal düzenlemede bu oranın % 2’ye düşürüldüğünü belirtmekle
yetineceğiz. Bunların dışında, değerlemeye ilişkin 7144 sayılı Kanun’daki
düzenlemeler, 7326 sayılı Kanun’da aynen geçerliliğini korumuştur.
7144 sayılı Kanunla VUK’a eklenen
geçici 31. maddenin uygulamasına ilişkin olarak 500 Seri No.lu ve 7326 sayılı
Kanunla geçici 31. maddesine eklenen fıkraya ilişkin de, 530 Seri No.lu VUK
Tebliğleri yayımlanmıştır.
Bilindiği üzere, yeniden değerlemeye ilişkin söz konusu uygulama tebliğlerinde, binalar ve taşınmazların değerlemesinde, iktisadi kıymetin aktife girdiği tarihi takip eden ayın Yİ-ÜFE endeksi ile Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki ayın Yİ-ÜFE endeksi dikkate alınarak değerleme katsayısı saptanır. Saptanan bu değerleme katsayıları ile iktisadi kıymetlerin aktifteki kayıtlı değeri ve birikmiş amortismanı çarpılarak, değerlenmiş bedeli bulunur.
Ancak, mükellefler, amortisman ayırmak
konusunda ihtiyariliğe ve iktisadi kıymetin faydalı ömür süresini aşmaması
kaydıyla, daha düşük oranda amortisman ayırma imkanına sahiptirler. Bu durumda
olan iktisadi kıymetler için, gerek 500 ve 530 Seri No.lu VUK Tebliğlerde
olsun, gerekse enflasyon düzeltme tebliğlerinde olsun, iktisadi kıymetin
yeniden değerlemesinde, söz konusu ayrılmamış veya eksik ayrılmış
amortismanların tam ayrılmış gibi sayılacağı açıkça belirtilmiştir.
Öte yandan, bilindiği üzere, amortisman
ticari bilanço kârının tespitinde bir gider unsurudur. Dönemsellik ilkesine
göre, yasal gider veya zarar yazılır. Döneminde gider veya eksik gider yazılmış
amortismanların, yeniden değerleme nedeniyle ayrılmış gibi işlem görmesi sonucu
muhasebe kayıtlarına göre, gider veya zarar olarak işlem görmesine rağmen,
dönemsellik ilkesi sonucu K.K. EDİLMEYEN GİDERLERDİR.
İşte makalemizin konusunu; K. K. EDİLMEYEN
GİDERLER mahiyetinde olan ve 257- Birikmiş Amortismanlarda yer alan, söz konusu
bu amortismanların, iktisadi kıymetin elden çıkarılmasında nasıl işlem göreceği
ve yapılması gereken muhasebe kayıtları oluşturmaktadır. Şimdi bu açıklamalarımızı
örnek olaylar üzerinden somutlaştırmaya çalışalım.
II-
ÖRNEK OLAYLAR VE DEĞERLENDİRMELERİMİZ
7338 sayılı Yasa ile VUK’a getirilen düzenlemelerle, mükelleflerin seçimine bağlı olarak, bir defaya mahsus veya sürekli yeniden değerleme yapma hak…