Verginin Tarafsızlığı İlkesi Uygulaması: İktisadi Kamu Kuruluşları

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Altar Ömer ARPACI*

 

E-Yaklaşım / Şubat 2025 / Sayı: 386

 

 

I- GİRİŞ

 

1 Ocak 1950 tarihinde yürürlüğe giren 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu günümüze kadar birçok değişikliğe uğramış ve son olarak ta değişiklik yapmak yerine Kanun bütün olarak kaldırılmış yerine 21 Haziran 2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu getirilmiştir.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, kurumlar vergisine tabi olan mükelleflerin nitelikleri açıklanmaktadır.

 

Bu makalemizde iktisadi kamu kuruluşları dışındaki kurumlar vergisi mükelleflerine değinildikten sonra bir bakıma “kendi kendini vergilendirme” gibi düşünülebilecek olan kurumlar vergisi mükellefi olarak iktisadi kamu kuruluşları ele alınacaktır.

 

II- İKTİSADİ KAMU KURULUŞLARI DIŞINDAKİ KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ

 

A- SERMAYE ŞİRKETLERİ

 

Kurumlar vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu, ortakların koydukları sermaye ile sınırlı sorumlulukları bulunan sermaye şirketleri oluşturmakta olup 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir.

 

Anonim ve limited şirketlerin kazancının tamamı kurumlar vergisine tabidir.

 

Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin kurumlar vergisi mükellefiyeti komanditer ortağın hissesine yöneliktir. Vergiye tabi kurum kazancının komanditer ortakların hissesine isabet eden kısmı kurumlar vergisine, komandite ortaklara isabet eden kısmı bu ortaklarca beyan edilmek suretiyle gelir vergisine tabi tutulacaktır.

 

Türk Ticaret Kanununda sayılan kollektif ve komandit şirketler şahıs şirketleri olarak nitelendirilmeleri nedeniyle kurumlar vergisi mükellefi değildirler. Kollektif ve komandit şirketlerin gelir vergisi mükellefiyetleri de yoktur.

 

B- KOOPERATİFLER

 

1969 yılına kadar Türk Ticaret Kanunu’nda bir şirket olarak düzenlenmiş bulunan kooperatifler 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu kapsamından çıkarılarak ayrıca düzenlenmiştir. Bahsi geçen Kanun’un 1. maddesi ile kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tanımlanmışlardır.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifler, kurumlar vergisi mükellefi olarak sayılmışlardır. Yine bu maddede, vergiye tabi kurum kazancının, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluştuğu belirlenmiştir. Diğer taraftan, aynı Kanun’un 2. maddesinde, “Kooperatifler, 24.04.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na veya özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifleri ifade eder” hükmü ile kooperatiflerin kapsamı belirlenmiştir.

 

Okul kooperatifleri gibi dernek veya adi şirket mahiyetinde olanlar bu Kanun’un uygulanmasında kooperatif sayılmayacak ve kurumlar vergisi mükellefi de olmayacaklardır. Okul kooperatiflerinin 1163 sayılı Kanuna göre veya derneğe bağlı iktisadi işletme şeklinde kurulmaları durumunda, hukuki durumlarının gerektirdiği şekilde kurumlar vergisi mükellefi olarak dikkate alınacağı tabiidir.

 

C- DERNEK VEYA VAKIFLARA AİT İKTİSADİ İŞLETMELER

 

5253 sayılı Dernekler Kanunu’na göre dernek; kazanç paylaşma dışında, Kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.

 

4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre vakıf; gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleri ile oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır.

 

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun l. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi hükmüne göre, dernek veya vakıflar (tüzel kişiliği itibarıyla) kurumlar vergisinin konusu dışında olup bunlara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmaktadır.

Görüntülenme Sayısı