Ülkemizde Bulunan Yabancı Uyrukluların 4/b Statüsünde Sigortalı Sayılma Şartları

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Mustafa CENGİZ*

E-Yaklaşım / Nisan 2024 / Sayı: 376

I- GİRİŞ

Dünya genelinde ekonomik, siyasi, sosyal vb. çeşitli nedenlerle ülkeler arası gerek kitlesel gerek bireysel göç olayları yaşanmaktadır. Yoğun göç hareketleri birçok alanda olduğu gibi ülkelerin Sosyal politikalar ve Sosyal Güvenlik uygulamalarındaki düzenlemelerini de etkilemektedir. Özellikle son yıllarda görülen toplu göçlerden etkilenen ülkelerden biri olarak Türkiye’de, 1980’li yıllardan başlayan ve artarak devam eden yabancı uyruklu nüfus sayısının resmi rakamlara göre 5 milyonu aştığı görülmektedir. Başta Türki Cumhuriyetlerinden olmak üzere Suriye, İran, Irak gibi komşu ülkelerden çok sayıda, ayrıca az da olsa Vietnam, Madagaskar gibi ülkelerden de insanlar ülkemizde yaşamaktadır. Öyle ki sayıca bazı ülkelerin nüfusundan veya ülkemizdeki birkaçı hariç şehirlerin nüfus sayısından daha fazla insanın ülkemizde bulunduğu bir tablo ile karşı karşıya kalınmıştır. Bu kişiler ikamet izni (uzun ve kısa dönem) bulunanlar, uluslararası koruma statüsü veya vatansız kapsamında sayılanlar, çalışma izni sahipleri ve geçici koruma statüsü kapsamında bulunanlar olarak dört sınıfa ayrılmakta olup yaklaşık 1/3 ünün ikamet izni, çalışma izni aldığı, 2/3 ünün geçici koruma (kitlesel göç) diğerlerinin ise uluslararası koruma statüsünde olduğu resmî açıklamalardan anlaşılmaktadır.

Resmi rakamlardan yabancıların çoğunluğunun yakın coğrafyalarda yaşanan savaşların etkisiyle hayatta kalabilmek amacıyla ülkeye geldiği anlaşılsa da burada kaldıkları sürede doğal olarak çalışma hayatı içerisinde bulunmaları sonucu ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda Kanunen belli şartlara bağlanmış olduğundan çok az sayıdaki yabancı uyruklu çalışma izin belgesi alabilmekte, birçoğu kayıt dışı olarak çalışmakta, bir kısmı da vergi kaydı veya şirket ortaklığına istinaden kendi nam ve hesabına işyeri açmaktadır. 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’na göre, yabancıların ülkemizde çalışmaya başlamadan önce çalışma izni veya çalışma izni muafiyeti alması zorunlu olup gerekli izni almadan çalışan yabancılar hakkında cezai ve idari işlemler uygulanmaktadır. Bu makalemizde yabancı uyrukluların 4/b (Bağ-Kur) statüsünde sigortalı sayılmaları hakkında bilgi verilecektir.

II- YABANCILARIN ŞİRKET/İŞYERİ AÇMALARI VE 4/b (BAĞ-KUR) STATÜSÜNDE SİGORTALI SAYILMALARI ŞARTLARI

İşyeri açarak kendi ad ve hesaplarına çalışmak isteyen yabancı uyrukluların, işyerinin ticaret sicil veya Esnaf Odası Sicil Gazetesi’nde yayımlanması ve vergi numarası alınması gibi işyerlerinin ilgili mercilerdeki kuruluş işlemlerinin tamamlanmasından sonra çalışmaya başlamadan önce 6735 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’na göre Çalışma Bakanlığı’ndan çalışma izni almaları zorunludur. Daha sonra ilgili Bakanlık tarafından yapılacak değerlendirme neticesinde talebi uygun bulunarak işyeri sahibi veya ortağı olan yabancılara süreli çalışma izni verilmesinden sonra bu izin belgeleriyle birlikte ilgili belediyelere başvuru yapılarak işyeri açma ve çalışma ruhsatı talep edilmesi gerekmektedir. İlgili belediyeler de süreli çalışma izin belgesinde belirtilen sürelere göre işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlemektedirler.

5510 sayılı Kanun’un 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmeden önce yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesi II numaralı bendinin (b) alt bendine göre yabancı uyruklular ile hiçbir ülke vatandaşı olmayanların (vatansızlar) 04.10.2000 tarihinden önce Bağ-Kur sigortalısı olmaları mümkün değildi. Bu kişilerin Türk vatandaşlığına geçmeleri halinde Türk vatandaşlığına alındığına dair Bakanlar Kurulu Kararının Resmî Gazete’de yayınlandığı tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalısı sayılmaktaydılar. Ayrıca Bağ-Kur sigortalısı iken Türk vatandaşlığını kaybedenlerin (Türk asıllı olanlar hariç), Bakanlar Kurulu Kararının Resmî Gazete’de yayınlandığı tarihten itibaren sigortalılıkları sona erdirilmekteydi. 3396 sayılı Kanunla yukarıda yazılı 2. maddenin b bendinde yapılan değişiklik ile 29.09.1981 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2527 sayılı Türk soylu yabancıların Türkiye’de meslek ve sanatlarını serbestçe yapabilmelerine ilişkin Kanun hükümleri ile Bağ-Kur Kanunu arasında uyum sağlanarak Türk asıllı yabancı uyruklu olduğunu belgeleyen ve Türkiye’de kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar mecburi sigortalı sayılmıştır.

1479 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinin 04.10.2000 tarih ve 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13. maddesi ile yürürlükten kaldırılması sonucu Türk vatandaşları gibi yabancı uyruklularda Bağ-Kur statüsünde zorunlu sigortalı sayılmış olup 02.08.2003 tarih ve 4956 sayılı Kanun’un 14. maddesinde de aynı hüküm bulunduğundan 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesine göre ülkemizde faaliyet gösteren yabancı uyruklular zorunlu olarak Bağ-Kur sigortalısı sayılmıştır.

1479 sayılı Kanuna göre Bağ-Kurlu sayılmaları gereken ancak kapsam tarihinden önce, Kanunla veya Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ve kesenek ödeyenlerle, bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık aylığı ile daimî tam iş görmezlik geliri almakta olanlar, aylık veya gelir bağlanması için talepte bulunmuş olanlar (Dul ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar Kurumundan geçici veya sürekli iş göremezlik geliri alanlar hariç) sigortalı sayılmamaktadır. Türk vatandaşları için tanınan bu hak yabancı uyruklular için de geçerli kabul edilerek ülkemizle Sosyal Güvenlik Sözleşmesi bulunan veya bulunmayan ülkelerde sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödeyen ve prim ödemeye devam eden, bu kuruluşlardan emekli olanlar, çalışma izin belgesi ile birlikte vatandaşı olduğu ülkede sosyal güvenlik kurumlarına prim ödediklerini ve ödemelerinin devam ettiğini veya emekli aylığı aldıklarını gösterir (yeminli tercüme bürolarınca veya mahalli konsolosluklar aracılığıyla tercüme edilmiş) hizmet cetvelini veya aylık aldığını gösterir belgeyi Kuruma ibraz etmeleri halinde 1479 sayılı Kanun’un 24. maddesi kapsamında zorunlu sigortalı sayılmamışlardır.

5510 sayılı Kanunu’na göre de Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanlar, sigortalı sayılmış, Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla; yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye’ye üç ayı geçmemek üzere bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişiler ile Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar sigortalı sayılmamıştır.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayımlamış olduğu 2013/11 sayılı Genelge de de konu hakkında uygulamaya yönelik detaylı açıklamalar yapılmıştır. Buna göre;

Ülkemiz ile arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerde sigortalı sayılanlardan, ülkemizde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışacak olanlar hakkında, sosyal güvenlik sözleşmeleri, idari anlaşmalar ve protokollerde mevzuata tabi olmaya ilişkin düzenlemelerde belirlenen esaslara göre işlem yapılacaktır.

Sosyal güvenlik sözleşmelerinde hangi ülke mevzuatına tabi olunacağına ilişkin düzenleme bulunmayan veya ülkemiz ile arasında sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde ikamet edip o ülkelerde sigortalı sayılanların bu sigortal…

Yazının Tamamı İçin Abone Olun

Görüntülenme Sayısı