Türkiye’de Yerleşik Fon Yönetim Şirketleri Tarafından Verilen Hizmetler Hangi Şartlar Altında “Hizmet İhracatı İstisnası”ndan Faydalanabilir? Bu Konuda Mükelleflerin Dikkat Etmeleri Gereken Hususlar Nelerdir?

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Levent BAŞAK*

E-Yaklaşım / Haziran 2024 / Sayı: 378

I- GİRİŞ

Yatırım hukuku açısından yatırım modellemesi, Türkiye’de yerli yatırımcılar tarafından yapılan yatırımlar ve yabancı müteşebbisler tarafından yapılan yabancı yatırımlar olmak üzere iki kategoride değerlendirilebilir. Kalkınmakta olan ülkeler açısından gerek yerli, gerekse yabancı yatırımlar hayati bir öneme sahiptir.

Türkiye gelişmekte olan bir ülke olarak iç tasarruflardaki yetersizlik nedeniyle gerek doğrudan, gerekse dolaylı yabancı sermaye yatırımlarına ihtiyacı olan bir ülkedir. Dolaylı yabancı sermaye yatırımı uluslararası literatürde “portföy yatırımı” kavramı ile ifade edilmektedir.

Portföy yatırımları bu alanda uzmanlaşmış sermaye piyasası kurumları tarafından yapılan önemli bir yatırım modelidir. Özellikle yurt dışında mukim yabancı fon yönetim firmaları Türkiye’deki portföy yatırımlarını Türkiye’de bu alanda uzmanlaşmış fon yönetim şirketleri tarafından yönlendirmektedir.

Yurt dışında mukim yabancı fon yönetim şirketlerinin Türkiye’de yerleşik firmalardan uluslararası portföy yatırımı ile ilgili olarak aldıkları hizmetler uygulamada genellikle danışmanlık hizmeti niteliğindedir. Bu kapsamda tam mükellefiyete tâbi kurumların Türkiye’de yaptığı iş bir nevi “portföy yöneticiliği” ve “yatırım danışmanlığı” faaliyetidir.

Türkiye’deki yabancı portföy yatırımlarını teşvik etmek amacıyla bu makalemizde uygulamada mükelleflerin tereddütte kaldıkları bir husus analiz edilecektir. Bu nedenle, tarafımıza bu konuda yöneltilen sorulara cevap vermek adına bu makalemizde öncelikle, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu (KDVK)([1]) açısından hizmet ihracatına ilişkin esaslar üzerinde durulacaktır. Daha sonra ise yurt dışında mukim yabancı fon yönetim şirketlerine Türkiye’de yerleşik tam mükellefiyete tâbi kurumlar tarafından verilen çeşitli hizmetlerin hizmet ihracatı kapsamında değerlendirilebilmesi için gerekli olan şartlar ve bu konuda mükelleflerin dikkat etmeleri gereken hususlar değerlendirilecek ve konu hakkındaki düşüncelerimiz açıklanacaktır.

 
Görüntülenme Sayısı