Tüketici Kredileri ve Bankalar Açısından Muhasebeleştirilmesi (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: M. Vefa TOROSLU*

E-Yaklaşım / Ocak 2022 / Sayı: 349

I- GİRİŞ

Bankalar finansal sistemin temel kurumlarından biridir. Bankaların en temel işveli ise finansal sistem içerisinde finansal aktörler arasındaki aracılık fonksiyonunu yerine getirmektir. Bankalar bu fonksiyonları ile hem finansal sistem içerisinde para aktarım mekanizmalarından biri olan krediler yoluyla ekonomide kaynakların etkin dağıtılmasını sağlarlar hem de bir işletme olarak kârlarını maksimize etmeye çalışırlar.

Finansal sistem dinamik bir yapıya sahiptir ve aktörler arasında rekabeti gerektirir. Bu rekabet sonucu aktörlerin finansal sisteme yeni ürünler sunmaları zorunlu hale gelir. Bu zorunluluk içerisinde bankaların finansal tüketicileri sundukları ürünlerden biride tüketici kredileridir.

II- KREDİNİN TANIMI VE UNSURLARI

Kredi, Latincede inanma, güven anlamını taşıyan “credere” sözcüğünden gelmektedir[1]. Kredi genel olarak; belirli bir süre sonra ödeme vaadi ile mal, hizmet ve para cinsinden satın alma gücünün sağlanması veya var olan satın alma gücünün belirli bir zaman sonra geri alınmak üzere başka bir kimseye devredilmesidir[2].

Bankacılık açısından kredinin tanımı ise; kredi değerliliği konusunda bir karara ulaşabilmek için gerekli ve ilgili görülen çeşitli bilgi ve etkenlerin değerlendirilmesi sonucunda kredi talebinde bulunan bir gerçek ya da tüzel kişiye, yasalar ve banka kredi politikası göz önünde bulundurularak, ihtiyaca uygun düşecek tutar ve vadede para, garanti veya kefalet vermek şeklinde tanınan olanak ya da limittir[3].

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 48. maddesine göre; bankalarca verilen nakdi krediler ile teminat mektupları, kontrgarantiler, kefaletler, aval, ciro, kabul gibi gayrinakdi krediler ve bu niteliği haiz taahhütler, satın alınan tahvil ve benzeri sermaye piyasası araçları, tevdiatta bulunmak suretiyle ya da herhangi bir şekil ve surette verilen ödünçler, varlıkların vadeli satışından doğan alacaklar, vadesi geçmiş nakdi krediler, tahakkuk etmekle birlikte tahsil edilmemiş faizler, gayrinakdi kredilerin nakde tahvil olan bedelleri, ters repo işlemlerinden alacaklar, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler nedeniyle üstlenilen riskler, ortaklık payları ve BDDK tarafından kredi olarak kabul edilen işlemler izlendikleri hesaba bakılmaksızın kredi sayılır.

Bankacılıkta kredinin zaman (vade), güven, risk ve gelir olmak üzere dört temel unsuru bulunmaktadır. Bu unsurlar aşağıda belirtilmiştir[4].

Zaman (Vade) Unsuru: Banka tarafından ödünç verilen paranın veya sağlanan itibarın belirli bir süre sonra iadesi gerekmektedir. Bu sebeple, kredide zaman unsuru oldukça önemlidir. Çünkü vade uzadıkça belirsizlik artmakta, belirsizliğin artması ise kredinin riskini artırmaktadır.

Güven Unsuru: Kredi verilmesi uygun bulunan gerçek veya tüzel kişi…

Görüntülenme Sayısı