E-Yaklaşım / Eylül 2024 / Sayı: 381
I- GİRİŞ
Dünya üzerindeki her meslek gibi avukatlarda ücret karşılığı mesleklerini yerine getirirler. Dolayısıyla geçim kaynağı olan “meslek” kavramından olan avukatlık mesleği de bir bedel karşılığı ile yürütülebilir ve sürdürülebilir durumdadır. Avukatın verdiği avukatlık hizmeti 1136 sayılı Avukatlık Kanunu gereği ücretlidir. Yargılama aşamasında mahkemece hükmolunan davanın feri niteliğindeki vekalet ücretleri, yargılama giderlerinden sayılmaktadır. Uygulamada Kanuni vekalet ücret de denilmektedir. Bu çalışmada, borçlu tarafından icra ve iflas müdürlüklerine yatırılan ve davayı kazanan şirketlerce tahsil edilerek avukatlara aktarılan vekalet ücretlerinde vergilendirmenin ve belge düzeninin nasıl olması gerektiği açıklanacaktır.
II- AVUKAT VEKALET ÜCRETİ
Yürürlükteki mevzuat gereği iki farklı avukatlık vekalet ücreti bulunmaktadır. Birincisi Barolar Birliği’nin her yıl yayınlamış olduğu tarifeye uygun biçimde mahkemelerce karar aşamasında davanın bedeline göre veya bedel yok ise tarifede o iş için belirlenen bedel üzerinden takdir olunan ücret iken, bir diğeri ise müvekkil ile avukat arasında yapılan avukatlık hizmeti dolayısı ile belirlenen akdi ücrettir. Avukatlık sözleşmesine dayanan vekalet ücreti, vekil ile iş sahibi arasında imzalanan tarafların hak ve yükümlülüklerini içeren tamamen taraf iradelerine dayanan herhangi bir şekil şartına bağlı olmayan bir tür sözleşmedir. Uygulamada akdi vekalet ücreti de denilmektedir. Yargılama aşamasında mahkemece hükmolunan davanın feri niteliğindeki vekalet ücretleri, yargılama giderlerinden sayılmaktadır. Uygulamada kanuni vekalet ücret de denilmektedir. Kanuni vekalet ücretleri, davacı lehine verilebileceği gibi davalı lehine de verilebilir. Ancak bu vekalet ücretlerine hükmedilebilmesi için tarafın vekil ile temsil edilmesinde zorunluluk vardır. Başka bir deyişle avukat ile temsil edilmeyen taraf lehine vekalet ücretine hükmolunmaz.