Serbest Meslek Erbablarınıın Mesleki Zorunlu ve İhtiyari Eğitimleri İle Mesleki Sorumluluk Sigortalarına Ödedikleri Bedellerin Vergi Yasaları Karşısındaki Durumu

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Ahmet EROL*

Yaklaşım / Nisan 2022 / Sayı: 352

I- GİRİŞ

İçinde bulunduğumuz yüzyıl bilgi çağıdır. Bilgi, önceki yüzyılda olduğu gibi zaman içinde değişen bir unsur olmaktan çıkmış, anlık ve geometrik siber hızla değişen bir yapı kazanmıştır. Bireylerin değişen bilgiye yetişmeleri ancak kendilerini sürekli ve devingen biçimde yenilemeleri ile olanaklı duruma gelmiştir. Özellikle sermayeden ziyade mesleki bilgi ve becerileri ile kazanç elde eden doktor, avukat, mali müşavir, yeminli mali müşavir, denetçi, öğretimüyesi, eğitimci vb. serbest meslek erbabının sağlıklı, sorunsuz ve güvenilir biçimde mesleklerini sürdürmeleri ancak bilgilerini sürekli güncel tutmaları ile olanaklıdır. Kendisini sürekli yenilemeyen bir doktor, saliseler içinde siber hızda değişen ve artan bilgi yığınlarının altında kalarak ya mesleği bırakır ya da eksik veya eski bilgi nedeniyle istemeden de olsa işleyeceği mesleki kusur ile hastalarına zarar vermek suretiyle yargılanır duruma gelir. Aynı şey diğer tüm serbest meslek dalları için de geçerlidir. İşte bu zorunluluklar nedeniyle bilgisini sürekli biçimde güncel tutmak isteyen serbest meslek erbabının gerek mesleki hukuki düzenlemelerin zorunlulukları ile gerekse gönüllü olarak çeşitli bilgi güncelleme eğitimlerine katılmaları ve/veya mesleklerini yaparken ortaya çıkabilecek risklere karşı kendilerini mesleki yönden sigortalamaları karşılığı ödedikleri parasal tutarların mesleki kazançlarının tespitinde gider olarak muhasebe kayıtlarına dahil edip edemeyecekleri yazımızda ele alınacak ve tartışılacaktır.

“Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır.” (GVK Md. 66/1.). Mutadlık hem devamlılık hem de bir kişinin geçimini yaptığı meslekten sağlamasını bir arada ifade eden bir kavramdır. “Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.” (GVK Md. 65/2.) “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.” (GVK Md. 65/1.)

Serbest meslek faaliyetini kendi adına yapan kişi serbest meslek erbabıdır. Doktor, diş hekimi, psikolog, avukat, mali müşavir, yeminli mali müşavir, ressam, heykeltraş, şarkıcı, müzisyen vb. günlük yaşantıda karşılaştığımız en yaygın serbest mesleklerdir. Bu mesleklerin çoğu verilen hizmetin özelliği gereği doğrudan insan yaşamına eylemli ve/veya hukuki olarak etkide bulunurlar. Dolayısıyla bu kapsamda verilen hizmetlerin bilimsel, hukuki ve eylemli olarak doğru ve güncel olmaları yaşamsal önemdedir. Örneğin bir kalp doktorunun okuldan mezun olduğu günden sonraki dönemde gelişen ve değişen bilgilerden habersiz biçimde hizmetini sürdürmesi, ona başvuran hastaları yönünden yarar yerine zarar verici ya da boş (terk edilmiş) tedavilerle zaman yitimine yol açıcı olabilir. Günümüzde hemen her alanda bilgi üretimi siber hızda değişim, gelişim ve artış göstermektedir. Mesleğini güncel ve en yeni bilgilerle yapmak isteyen insanların işi gerçekten artık hiç de kolay değildir. Sürekli değişim için de olan bilgi yığınlarının altından kalkmak, onların içinden en doğru ve işe yarayan bilgileri ayıklayıp öğrenmek, doğru bilgiye tam ve zamanında erilmek gerçekten hem zor hem de ciddi maliyettir. Kendisini sürekli güncel kılmak isteyen meslek mensuplarının işi artık hiç kolay değildir. Bu zorluk, hem yeni bilgilere erişim, onları öğrenip özümseme ve uygulama hem de bunların maliyetlerini karşılamayı birlikte içermektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda (GVK) “sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işler” serbest meslek faaliyeti olarak tanımlansa da, günümüzde serbest meslek faaliyetini etkili, verimli ve yararlı biçimde yapmak için çok ciddi sermayeyi gerektiren bilgi yatırımları yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Aslında hemen her serbest meslek erbabı, büyük beşeri sermaye depolanmış bir varlık niteliğindedir. Örneğin günümüzde dünya çapında tanınırlığı olan bir tıp fakültesinde tıp eğitimi alınması adeta orta karar bir şirketin sermayesinden bile daha fazlaya mal olmaktadır. Dolayısıyla GVK’da sermayeden ziyade denilse de günümüzde özellikle bazı serbest mesleklerin eğitimi çok ciddi parasal tutarları gerektirmektedir. Eş bir söyleyişle, bazı serbest meslek mensuplarına (doktor, diş hekimi vb.) depolanmış sermaye beşeri anlamda gizil sermayedir ve aslında bunun üzerinden bu meslek mensuplarının amortisman ayırmaları ve hatta yeniden değerleme yapmaları gerekir. Bu hususlar henüz Türk Vergi Hukuku’nda yer almamış olsa da bunun yapılacak ilk vergi yenileştirmesi sırasında gündeme alınması kaçınılmazdır.

Serbest meslek erbabının okuldan mezun olup yapacakları mesleğin g…

Görüntülenme Sayısı