E-Yaklaşım / Mayıs 2024 / Sayı: 377
I- GİRİŞ
Ülkemizde (maalesef) adet olduğu üzere, kısaca ve genel olarak 4, 5 senede bir, özellikle de genel/yerel seçim dönemlerinden önce veya ekonomik kısıtlılık dönemlerinde 5510 sayılı Kanun’un([1]) 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi (4/a) kapsamında sigortalı çalıştıran işverenler ile aynı fıkranın (b) bendi kapsamında sigortalı sayılan (4/b), kendi nam ve hesabına çalışanların ayrıca, sigortalılık statülerine göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) ödemeleri gereken sigorta primlerini süresinde ödeyemeyen sigorta prim borçluları için; ilgili dönemlerdeki ödeme şartlarına nispeten çok daha işveren/sigortalı lehine olan şartlarla yapılandırma Kanunları uygulamaya konulmaktadır.
Prim borçlarının yapılandırılmasına ilişkin Kanunlarda belirtilen hemen hemen bütün şartlar, cari dönemlerdeki şartlara nispeten çok daha işveren/sigortalı lehine olmakla birlikte, uygulamada veya algılamada yapılan bazen SGK’nın uygulayıcı ünitelerinin, bazen de prim borçlularının yaptığı küçük hatalardan dolayı, Kanunun ortaya koyduğu avantajlı şartlardan yararlanamama gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir.
En son yapılandırma Kanunu uyarınca yapılan başvurular her ne kadar çoktan sona ermiş ise de, hem son yapılan, hem de ödemeleri halen devam eden yapılandırma uygulamalarında, işverenlerin öngörülen şartlara uygun olan bazı başvurularının kabul edilmediğine veya gereksiz yere yapılandırmalarının bozulduğuna dair çeşitli duyumlar alınmaktadır.
İlgili yapılandırma Kanunları ile sağlanan büyük avantajların, SGK’nun veya işverenlerin, küçük bir hatası yüzünden kaybedilmemesine, yaşanan olumsuzlukların SGK’na yapılacak itiraz veya hukuki hak arama yollarının uygulamaya konulması ile işverenler veya sigortalılar lehine sonuçlanabileceği olasılığından hareketle konunun, gerek işverenler/sigortalılar gerekse de SGK açısından farklı yaklaşımlarda bulunularak tartışılması taraflar açısından faydalı olacaktır.
II- AÇIKLAMA VE GENEL KAPSAM
A- AÇIKLAMA
Bilindiği gibi, yapılandırma Kanunları, Kanun olmaları nedeniyle genel ifadelerle ve ana hükümleri belirtilmek suretiyle yazılmakta olup uygulamaya ilişkin özel şartlar, genel olarak ilgili Bakanlığa veya ilgili Bakanlığın, konuyla ilgili kuruluşuna bırakılmaktadır.
Zaman zaman uygulamaya konulan, sigorta prim borçlarının yapılandırılmasına ilişkin hususlar da SGK’nun merkez teşkilatınca oluşturularak, uygulanmak üzere taşra teşkilatına genelge (talimat) edilmektedir. Uygulamayla ilgili düzenlemeler elbette öncelikle Kanun’un yazılı amir hükümlerine, daha sonra da Kanun gerekçesinde belirtilen amaca ve ruhuna uygun olarak oluşturulmaktadır. Yürürlüğe konulan uygulama genelgeleri, Kanunda belirtilen prensiplere paralel olarak, uygulamanın sadeleşmesi ve kolay anlaşılması amacıyla düzenlenmesinin yanısıra muhataplarının lehine açılımlar da gösterebilmektedir.
Bununla birlikte takdir edilebileceği üzere, kamu ile bağlantılı çoğu düzenlemelerin hemen hemen tamamında başvuruların şekli, zamanı, nihai süresi, tanınan haklardan yararlanmak için gerekli önkoşulların neler olduğundan bahsedilmekte ve ucu açık bir inisiyatife yer verilmemektedir.
“Usul de esas kadar önemlidir” hukuk prensibine uygun olarak, Kanun’un aslı ile mukayese edildiğinde küçük ayrıntılar gibi görünen bu prensiplere uyulmadığı taktirde bir anda bahse konu avantajların tamamının kaybedilmesi gündeme gelebilmektedir .
Bu ve benzeri küçük/önemsiz gibi değerlendirilebilecek nedenlerle ciddi hak kaybına uğrayan prim borçlularının taleplerine ilişkin alınan duyumlar, bu çalışmanın yapılması fikrini oluşturmuştur.
B- GENEL KAPSAM
Çok önceki yıllardan beri uygulamaya konulan yapılandırma kanunları hemen hemen birbirinin kopyası olup, sadece ülkemizin ekonomik güncel durumu, sosyal güvenlik ve çalışma koşullarına ilişkin ilgili dönem şartları, dikkate alınmak suretiyle bir takım güncellemeler yapılarak uygulamaya konulmaktadır.
Yapılandırma Kanunları ve bu paralelde uygulama talimatı olarak düzenlenen Genelge ve genel yazı içerikleri, genel olarak SGK uhdesinde oluşan sigorta prim borçlarından oluşmakta olup, belli dönem borçları ile sınırlandırılmaktadır.
Genel olarak yapılandırma kapsamına dahil edilen işveren/sigortalı prim borçları (SGK alacakları);
. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamındaki sigortalılık statülerinden kaynaklanan; sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, ek karşılık primi, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi,
. İsteğe bağlı sigorta primi, (5510/G.16. kapsamında gelir vergisinden muaf olan kadın sigortalıların sigorta primi dahil) topluluk sigortası primi,
. İlgili Kanunları gereğince SGK tarafından takip edilmekte olan damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı,
. Dönemi ve bitiriliş tarihi ayrıca ve özellikle belirtilen, Yapılandırma Kanunu’ndan yararlanmak üzere başvuran, ilk taksit ödeme süresinin sonuna kadar tarafına tebliğ edilen, ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan, eksik işçilik üzerinden hesaplanan sigorta primi,
. Dönemi belirtilerek taraflarına tebliğ edilen idari para cezaları,
. Dönemleri belirtilen, asılları ödenen alacakların, yapılandırma kanununun yürürlük tarihine kadar ödenmemiş olan fer’ileri,
. 5510 sayılı Kanun’un Ek 5. ve Ek 6. maddelerinde belirtilen
. 2925 sayılı Kanun kapsamındaki([2]) tarım sigortalılarına ilişkin sigorta primi,
. Dönemleri belirtilen, Kurum tarafından fazla veya yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve 506([3]), 1479(