Yazarlar: Yiğit YILDIZ*
Özgür KARABUDAK**
I-
GİRİŞ
1980’li yıllardan
itibaren popüler hale gelen Neo-Liberal politikalar neticesinde kabuk değiştiren
gelişmekte olan ülke ekonomileri küreselleşmenin de etkisiyle kırılgan bir hale
gelmektedirler. Bu tür ülkelerdeki yetersiz sermaye birikimi ise ekonomilerde
yüksek döviz kuru yüksek enflasyon sarmallarının oluşmasına neden olmaktadır.
Politika yapıcılar ise söz konusu ekonomik istikrarsızlıklarla baş etmek adına
maliye politikasının ana bileşenlerinden olan vergiyi kullanmaktadırlar.
Ekonomik karar birimlerinin beklentilerini vergi enstrümanı ile etkilemeye çalışmaktadırlar.
Ülkemizde bu bağlamda önemli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. 29 Ocak 2021 tarihli
Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7352 sayılı Kanun ile döviz yerine
TL mevduatın tercih edilmesine hatırı sayılır vergi istisnası tanınmaktadır. Bu
çalışmada söz konusu kanun ile getirilen istisna ile ilgili özellikli hususlara
yer verilecektir.
II- 7352 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN İSTİSNA
Gelişmekte olan ülkeler sınıfına mensup olan ülkemizde 2021 yılının son iki ayında başlayan döviz kuru hareketliliği politika yapıcıları, bazı önlemleri hayata geçirmeye yöneltmiştir. Yükselen döviz kuru ile mücadelede ilk önemli adım 20 Aralık 2021 tarihinde atılmıştır. Cumhurbaşkanınca yapılan açıklamada dövizin muhtemel getirisine Türk Lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak ve kur korumalı mevduat (KKM) adı verilen yeni bir finansal enstrümanın hayata geçirileceği belirtilmiştir. Buna göre bankalardaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Ancak kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa, aradaki fark doğrudan tasarruf sahiplerine ödenecektir. Ayrıca söz konusu kazanç, tevkifattan da müstesna olacaktır(1).
21
Aralık 2021 tarihinde gerçek kişilerin bankalardaki döviz hesaplarının KKM’ye
dönüştürülmesine dönük usullere yer veren tebliğ yayımlanmıştır. Sonrasında
altın hesapları da KKM’ nin kapsamına alınmıştır. Dövize olan talebi daha da
azaltmak amacıyla 29 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe
giren 7352 sayılı Kanun ile bu kez Kurumlar vergisi mükellefleri ile bilanço esasına
göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri de KKM’den yararlandırılması
sağlanmış ve kapsam genişletilmiştir.
Söz konusu mükelleflerin, KKM’ye dönüştüreceği
döviz ve altın hesapları nedeniyle oluşan kur farkı, değerleme farkı, faiz
kazancı, kar payı ve kur artış desteğinin gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.
7352 sayılı Kanun 2. maddesi ile
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na “Geçici 14. Madde” eklenmiştir. Söz konusu madde hükmü şöyledir:
“(1) 14.01.1970 tarihli ve 1211 sayılı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 4. maddesinin üçüncü fıkrasının
(I) numaralı bendinin (g) alt bendi hükmüne istinaden Türk lirası mevduat ve
katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden
Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31.12.2021
tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine
ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu
suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli
Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda aşağıda
belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:
a) Bu fıkra kapsamındaki yabancı paraların
dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 01.10.2021 ila
31.12.2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,