Kur Korumalı Mevduata İlişkin Kurumlar Vergisi İstisnasında Özellik Arz Eden Hususlar

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazarlar: Yiğit YILDIZ*
                Özgür KARABUDAK**

Yaklaşım / Mart 2022 / Sayı: 351

I- GİRİŞ

1980’li yıllardan itibaren popüler hale gelen Neo-Liberal politikalar neticesinde kabuk değiştiren gelişmekte olan ülke ekonomileri küreselleşmenin de etkisiyle kırılgan bir hale gelmektedirler. Bu tür ülkelerdeki yetersiz sermaye birikimi ise ekonomilerde yüksek döviz kuru yüksek enflasyon sarmallarının oluşmasına neden olmaktadır. Politika yapıcılar ise söz konusu ekonomik istikrarsızlıklarla baş etmek adına maliye politikasının ana bileşenlerinden olan vergiyi kullanmaktadırlar. Ekonomik karar birimlerinin beklentilerini vergi enstrümanı ile etkilemeye çalışmaktadırlar. Ülkemizde bu bağlamda önemli yasal düzenlemeler yapılmaktadır. 29 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7352 sayılı Kanun ile döviz yerine TL mevduatın tercih edilmesine hatırı sayılır vergi istisnası tanınmaktadır. Bu çalışmada söz konusu kanun ile getirilen istisna ile ilgili özellikli hususlara yer verilecektir. 

II- 7352 SAYILI KANUN İLE GETİRİLEN İSTİSNA

Gelişmekte olan ülkeler sınıfına mensup olan ülkemizde 2021 yılının son iki ayında başlayan döviz kuru hareketliliği politika yapıcıları, bazı önlemleri hayata geçirmeye yöneltmiştir. Yükselen döviz kuru ile mücadelede ilk önemli adım 20 Aralık 2021 tarihinde atılmıştır. Cumhurbaşkanınca yapılan açıklamada dövizin muhtemel getirisine Türk Lirası varlıklarda kalarak ulaşılabilmesini sağlayacak ve kur korumalı mevduat (KKM) adı verilen yeni bir finansal enstrümanın hayata geçirileceği belirtilmiştir. Buna göre bankalardaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı, kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek. Ancak kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa, aradaki fark doğrudan tasarruf sahiplerine ödenecektir. Ayrıca söz konusu kazanç, tevkifattan da müstesna olacaktır(1).

21 Aralık 2021 tarihinde gerçek kişilerin bankalardaki döviz hesaplarının KKM’ye dönüştürülmesine dönük usullere yer veren tebliğ yayımlanmıştır. Sonrasında altın hesapları da KKM’ nin kapsamına alınmıştır. Dövize olan talebi daha da azaltmak amacıyla 29 Ocak 2021 tarihli Resmî Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren 7352 sayılı Kanun ile bu kez Kurumlar vergisi mükellefleri ile bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri de KKM’den yararlandırılması sağlanmış ve kapsam genişletilmiştir. Söz konusu mükelleflerin, KKM’ye dönüştüreceği döviz ve altın hesapları nedeniyle oluşan kur farkı, değerleme farkı, faiz kazancı, kar payı ve kur artış desteğinin gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

7352 sayılı Kanun 2. maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’na “Geçici 14. Madde” eklenmiştir. Söz konusu madde hükmü şöyledir:

“(1) 14.01.1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu’nun 4. maddesinin üçüncü fıkrasının (I) numaralı bendinin (g) alt bendi hükmüne istinaden Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk lirasına çevrilen hesaplar ile ilgili olarak; kurumların 31.12.2021 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralarını, dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk lirası varlığı, bu kapsamda açılan en az üç ay vadeli Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda aşağıda belirtilen kazançlar kurumlar vergisinden müstesnadır:

a) Bu fıkra kapsamındaki yabancı paraların dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının 01.10.2021 ila 31.12.2021 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı,

Görüntülenme Sayısı