E-Yaklaşım / Mayıs 2024 / Sayı: 377
I- GİRİŞ
Mahalli idare birlikleri Anayasa’nın 127. maddesi ile 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu gereğince İçişleri Bakanlığı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın izniyle kurulan, kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlardır. 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununda Mahalli İdare Birliği; “Birden fazla mahallî idarenin yürütmekle görevli oldukları hizmetlerden bazılarını birlikte görmek üzere kendi aralarında kurdukları kamu tüzel kişisi” olarak tanımlanmıştır. Mahalli idareler (il özel idaresi, belediye ve köy), kendilerine verilmiş görevlerden birini ya da birkaçını yürütmek üzere, kendi aralarında (sadece köylerden, belediyelerden veya il özel idarelerinden oluşan) birlik kurabilecekleri gibi diğer mahalli idarelerle de ortaklaşa (belediye/köy, belediye/özel idare, köy/özel idare, belediye/köy/özel idareden oluşan) birlik kurabilirler.
Mahalli idare birliklerinden olan köylere hizmet götürme birliklerinin kurumlar vergisi muafiyeti ve KDV mükellefiyetinin mevzuatta yer alan düzenlemeler kapsamında ele alınması ve incelenmesi hususu bu yazımızın konusu oluşturmaktadır.
II- KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİNİN KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİ VE KDV MÜKELLEFİYETİ
Mahallî idare birlikleri, tüzüklerinde birliğe devredilmesi öngörülen mahallî müşterek nitelikli hizmetlere ilişkin olarak üye mahallî idarelerin hak ve yetkilerine sahiptir. Bu anlamda ilçelerde, tarım ürünlerinin pazarlanması hariç olmak üzere, yol, su, kanalizasyon ve benzeri altyapı tesisleri ile köylere ait diğer hizmetlerin yürütülmesine yardımcı olmak, bizzat yapmak, yaptırmak ve kırsal kalkınmayı sağlamak üzere, tüm köylerin iştiraki ile o ilçenin adını taşıyan, köylere hizmet götürme birliği kurulabilir.
Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları ile il özel idareleri; köye yönelik hizmetlere ilişkin yapım, bakım ve onarım işleri, bölünmüş yol, elektrifikasyon, köy yolu, içme suyu, sulama suyu ve kanalizasyon yatırımlarını, kendi bütçelerinde bu hizmetler için ayrılan ödenekleri köylere hizmet götürme birliklerine aktarmak suretiyle gerçekleştirebilirler. Aktarma işlemi merkezi idare kuruluşlarında ilgili Bakanın, il özel idarelerinde valinin onayıyla yapılır ve bu ödenekler tahsis amacı dışında kullanılamaz. Bu takdirde iş, birliğin tabi olduğu usul ve esaslara göre sonuçlandırılır. Köylere hizmet götürme birlikleri de bütçe imkânları ölçüsünde bu yatırımlara kendi bütçelerinden ödenek aktarabilirler. Bakanlıklar ve diğer merkezi idare kuruluşları ile il özel idareleri tarafından aktarılacak ödeneklerle gerçekleştirilecek yatırımlar, birliğin hizmet ve görev alanı sınırlamasına tabi olmaksızın yapılabilir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde iktisadi kamu kuruluşları kurumlar vergisi mükellefiyeti kapsamına alınmış, aynı Kanun’un 2. maddesinde de Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadî kamu kuruluşları olduğu, bunların kazanç amacı gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerini etkilemeyeceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un “Muafiyetler” başlıklı 4. maddesinin (ı) bendinde, il özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen;
1- Kanal, boru ve benzeri yollarla dağıtım yapan su işletmeleri,
2- Belediye sınırlan içinde faaliyette bulunan yolcu taşıma işletmeleri,
3- Kesim, taşıma ve muhafaza işleriyle sınırlı olmak üzere mezbahaların
Kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altını alınmıştır.
Bu hükme göre, köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından belediye sınırları içerisinde gerçekleştirilen ve yukarıda sayılan hususlar kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Ancak köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından yukarıda belirtilen faaliyetler belediye sınırları dışındaki yerlere de süreklilik arz edecek şekilde yapılması halinde muafiyet şartları ihlal edileceğinden iktisadi işletme olarak kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.
Ayrıca 1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “4.10. İl özel idareleri, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen işletmeler” başlıklı bölümünde,
“…Taşıma faaliyetlerinin belediye sınırlarını (büyükşehir belediyesi bulunan yerlerde büyükşehir belediye sınırlarını) aşacak şekilde yapılması halinde muafiyetten yararlanılması mümkün değildir. Taşıma faaliyetinin belediye sınırları içinde olup olmadığı, kalkış ve varış noktalarına bakılarak değerlendirilecek, bu noktalardan birinin belediye sınırları dışında yer alması halinde muafiyet hükmünden yararlanılamayacaktır.
Örneğin, Kırıkkale Belediyesi’nin belediye sınırları içinde gerçekleştirdiği yolcu taşıma faaliyetleri muafiyet kapsamında iken, anılan belediyenin Kırıkkale-Ankara arasında gerçekleştireceği yolcu taşıma faaliyetleri muafiyet kapsamında değerlendirilemeyecek, bu faaliyet nedeniyle söz konusu yolcu taşıma işletmesi nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilecektir.
Taşıma faaliyetinin yük ve eşya taşıması şeklinde gerçekleşmesi halinde, belediye sınırlarının aşılıp aşılmadığına bakılmaksızın söz konusu taşımacılık işletmesi kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.”
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bununla birlikte, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 1/3-g maddesinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin KDV’ye tabi olduğu; ticari, sınaî, ziraî faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, belediyeler ve köyler ile bunların oluşturdukları birlikler veya bunlara bağlı kuruluşlar tarafından işletilen; kanal, boru ve benzeri yollarla dağıtım yapan su işletmeleri, belediye sınırlan içinde faaliyette bulunan yolcu taşıma işletmeleri ve kesim, taşıma ve muhafaza işleriyle sınırlı olmak üzere mezbahaların faaliyetleri nedeniyle birliklere bağlı iktisadi işlet…