Yazar: Mahmut ÇOLAK*
I-
GİRİŞ
Bu makale çalışmamızda, 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 17. maddesinin altıncı fıkrasında fesih hakkının kötüye kullanılması
halinde işçiye ödenmesi gereken kötü niyet tazminatı, bu tazminatın SGK ve
vergi mevzuatındaki yeri konusu değerlendirilecektir.
II- YASAL DAYANAĞIN ORTAYA KONMASI
4857 sayılı
Kanun’un “süreli fesih” başlıklı 17.
maddesinin altıncı fıkrası hükmü aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“ …………..18. maddenin
birinci fıkrası uyarınca bu Kanun’un 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulanma
alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye
kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı
tutarında tazminat ödenir………………………..”
III- TANIMI, KAPSAMI VE İŞ GÜVENCESİ
Kötü niyet
tazminatı, iş güvencesinden
yararlanamayan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü
niyetli olarak feshedilmesinin hukuki müeyyidesidir.
İşveren tarafından hangi
hallerin kötü niyetli olarak kabul edileceği hususunda Kanun gerekçesine
gittiğimizde örneğin işçinin işvereni hakkında şikâyette bulunması, işçinin,
işvereni aleyhine dava açması, işçinin işvereni aleyhine şahitlik yapması gibi
durumlar ortaya çıkmaktadır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 08.01.2019 tarihli
bir kararında (E.2016/461, K.2019/294), “olayların
gelişimi ve dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde davacının hizmet
akdinin davacının işvereni Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyeti üzerine sona
erdirildiği ve yapılan feshin kötü niyetli olduğu kabul edilmelidir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İş akdinin, davalı işveren tarafından fazla mesai çalışmalarının karşılığının ödenmediğine ilişkin olarak, davacı işçinin Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne yaptığı şikâyet nedeniyle feshedilmesi, sigorta primlerini yatırmayan işverenin şikâyet edilmesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesi(1), sigortalı hizmet süreleri eksik bildirilen işverenin şikâyet edilmesi ve hizmet tespit davası açılması sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi(2) kadın işçinin hamile olması sebebiyle işten çıkarılması(3), davacının çalışma iş müfettişlerinin denetimi sırasında gerçek ücretini beyan etmesi, bundan dolayı işvereni tarafından işten çıkartılması(4) kötü niyetli fesihler sayılmıştır. Ancak, mücerret kıdem süresinin dolmasına kısa bir süre kala sözleşmenin bozulması, feshin sadece kıdem hakkından mahrum bırakmak amacıyla bozulduğunun ispat edilememesi(5), ücretlerin geç ödenmesinden dolayı çıkan uyuşmazlık(6) kötü niyet hali olarak değerlendirilememiştir.
Kötü niyet tazminatından iş güvencesinden yararlanamayan işçiler yararlandırılacaktır. İş güvencesi ise 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sö…