Kamu İdaresine Karşı İşlenen Memur Suçları ve Soruşturma Usulü (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Ertuğrul TURAN*

E-Yaklaşım / Şubat 2022 / Sayı: 350

I- GİRİŞ

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa, Kanun ve diğer alt normlara sadık kalarak kamu hizmetlerini yerine getirmesi özellikle toplumda hâkim olan güvenin korunması açısından önem taşımaktadır. Bu kişilerin görev ve sorumluluklarına aykırı bazı davranışları, belli koşullar altında zimmet, irtikap, rüşvet, nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanma gibi yolsuzluk suçu olarak tanımlanmış olup, 4483 sayılı Kanunla görev sebebiyle işlenen suçlar dolayısıyla yargılama, Kanunda belirtilen istisnalar dışında, ön izne bağlanmıştır. Diğer yandan 3628 sayılı Kanundaki suçlar ile görev sebebiyle işlenmeyen suçlar için herhangi bir makamdan izin alınmaksızın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca doğrudan soruşturma açılabilmektedir.

Bir ülkenin en temel hizmetleri arasında kamu (amme) hizmetleri gelir. Kesin bir tanımı bulunmayan kamu hizmeti çeşitli biçimlerde tanımlanmaya çalışılmıştır. En geniş tanıma göre kamu hizmeti, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından genel ve ortak gereksinmeleri karşılamak için yapılan etkinliklerdir. GÖZLER kamu hizmetini, “Bir kamu tüzel kişisi tarafından üstlenilen ve doğrudan doğruya kendisi tarafından veya ondan alacağı yetkiyle ve onun denetimi altında bir özel hukuk kişisi tarafından yürütülen kamu yararı amacına yönelik faaliyetler” şeklinde tanımlamıştır([1]).

1982 Anayasası’nın([2]) 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu, 129. maddesinin ilk fıkrasında memurlar ve diğer kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlü oldukları belirtilerek aynı maddenin son fıkrasında da memurlar ve diğer kamu görevlilerinin işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, Kanun’un gösterdiği idari merciin iznine bağlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun([3]) “Sadakat” başlıklı 6. maddesi gereğince ise Devlet memurları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve Kanunlarına sadakatle bağlı kalmak ve milletin hizmetinde Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarını sadakatle uygulamak zorundadırlar. Bir başka anlatımla memurlar, her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedirler.

Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri zimmet, irtikap, rüşvet, nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanma fiilleriyle kamu idaresinin güvenilirliği ile işleyişine zarar verdiğine ayrıca kişilerin mağduriyetine veya kamu zararına ya da haksız menfaat sağlanmasına sebep olabilmektedirler. Emniyet birimlerinin yolsuzluklarla mücadele kapsamında yaptığı operasyonlar çoğu zaman medyaya da yansımaktadır. Bu bağlamda haberlere konu olan bir olayda, tapu müdürlüğünde çalışan memurların tapu işlemlerinin yapılması ve hızlandırılması karşılığında maddi menfaat sağladıkları tespit edildiğinden haklarında rüşvet suçundan soruşturma açılmış ve cezai yaptırımlar uygulanmıştır.

Bilindiği gibi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun([4]) amacı; kişilerin hak ve özgürlüklerini, kamu düzeni ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve toplumsal barışı korumak ve suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amaçların gerçekleşmesi için ceza sorumluluğunun esasları, suçlar, cezalar ve güvenlik tedbirleri düzenlenmiştir.

Görüntülenme Sayısı