İşçinin Tutuklanması ve İşçi Yönünden Sonuçları

 

Yazar: Cumhur Sinan ÖZDEMİR*

 

E-Yaklaşım / Eylül 2024 / Sayı: 381

 

 

I- GİRİŞ

 

Çalışma yaşamında çeşitli eylemlerinden dolayı işçilerin, herhangi bir suç işledikleri iddiası ile gözaltına alınmaları veya tutuklanmaları durumunda  devamsızlığının önel süresini aşması halinde, işveren; kıdem tazminatını ödeyerek işçinin haklı nedenle iş sözleşmesini feshetme yetkisine sahiptir. Uygulamada yapılan hatalardan birisi işçinin tutuklandığı hallerde önel süresinin dolması beklenmeden iş sözleşmesinin feshedilmesi ve kıdem tazminatının ödenmemesidir. Diğer bir hata ise işverenlerin  işçinin gözaltına alındığını duydukları gün iş sözleşmesini feshetmesidir. Her iki halde de işverenler ihbar tazminatı ödemek zorunda kaldıkları gibi, kıdem tazminatını da faizi ile birlikte ödemek zorunda kalmalarıdır.

 

II- İŞÇİNİN TUTUKLANMASI

 

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, 91. maddesine göre; Gözaltına alma, kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı ve zorunluluk arz etmesi nedeniyle hakim önüne çıkarılıncaya kadar özgürlüğünün kolluk tarafından kısıtlanmasıdır. Gözaltı, esasen kişi serbest hareket etme hürriyetinin devlet tarafından sınırlandığı anda başlar. Uygulamada kolluk tarafından bir suç nedeniyle yakalanıp hakim huzuruna çıkarılıncaya kadar kollukta (jandarma, polis vb.) nezarethanede bekletilen kişi gözaltına alınan kişi olarak kabul edilmektedir. Gözaltına alınan şüphelinin, gözaltına alma kararına karşı sulh ceza hakimliğine itiraz etme hakkı vardır. Aynı Kanun’un 100. maddesine göre; Tutuklama, kişi özgürlüğüne sınırlama getiren en ağır yargılama tedbiridir. Hakkındaki soruşturma veya kovuşturma devam etmekle birlikte, kaçma veya delilleri karatma şüphesi gibi nedenlerle tutukevine konularak hürriyeti kısıtlanan kişiye tutuklu denir. Tutukluluk, soruşturma aşamasında şüpheli veya kovuşturma aşamasında sanık hakkında uygulanan geçici bir tedbirdir. Şüpheli veya sanık, hakkında kesin hüküm olmayan, yani yargılama prosedürü devam eden kişilere denilmektedir. Hükümlü ise mahkemede yapılan yargılama neticesinde hakkında verilen mahkumiyet hükmü kesinleşen kişidir. Tutuklu ile hükümlü arasındaki temel fark, hükümlü hakkında kesinleşmiş bir ceza mahkumiyeti kararı olması nedeniyle hükmün infazı aşamasına geçilmiş olmasıdır.

 

III- TUTUKLANANAN İŞÇİNİN İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

 

İşveren, işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun, 25. maddesinin dördüncü fıkrasına göre işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17. maddedeki bildirim süresini aşması halinde haklı olarak feshedebilir. Tutuklanan işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi işçinin çalışma süresi ile ilişkilendirilmiştir. Bir işçinin tutuklanma nedeniyle iş sözleşmesi aşağıdaki sürelerinin bitiminden itibaren işveren tarafından feshedilebilir. İş sözleşmesinde ihbar önelleri artırılmış ise işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi artırılan ihbar süresinin aşılması ile doğmaktadır.

 

. İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra.

 

. İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra.

 

. İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra.

 

. İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra;  iş sözleşmesi  feshedilebilecektir.

 

İş sözleşmesinin feshedilmesi için beklenmesi gereken sürede (askı döneminde) işçinin sigortalılığı sona erdirilmeyecek, ücret bordrosundan, Eksik Gün Bildiriminden ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesinden çıkarılmayacak, sıfır primle bildirim ve tahakkuklara devam edilecektir.

 
Görüntülenme Sayısı