Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulü ve Konuya İlişkin Bazı Hususların Değerlendirilmesi (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: İbrahim ÇAKIR*

E-Yaklaşım / Nisan 2022 / Sayı: 352

I- ÖZET

Hasılat esaslı vergilendirme usulü veya rejimi, İngiltere ve İtalya gibi bazı gelişmiş ülkelerde uygulanmaktadır. Bu sistemde KDV düz oranlı (flat rate) olarak; yıllık satış hasılatı belirli rakamın altında olan mükellefler için her bir sektörde ayrı ayrı belirlenen oranlar üzerinden KDV hesaplanması ve mükelleflerin alımlarında yüklendikleri KDV’yi indirim konusu yapamaması esasına dayanmaktadır.

Ülkemizde de, 29.03.2018 tarih ve 7104 sayılı Kanun ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 38. maddesi “Hasılat Esaslı Vergilendirme” başlığıyla yeniden düzenlenerek KDV uygulamasına 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere girmiş, buna paralel olarak 19.07.2019 tarih ve 7186 sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 113. maddesi yeniden düzenlenerek “Hasılat Esaslı Kazanç Tespiti” başlığıyla 19.07.2019 tarihi itibariyle gelir ve kurumlar vergisi yönünden uygulanmaya başlamıştır.

Geçen üç yıllık süreçte hasılat esaslı vergilendirme usulünün uygulamasına yönelik tereddüt edilen bazı özellikli hususlar bu çalışmamızda aydınlatılmaya çalışılacaktır.

II- HASILAT ESASLI VERGİLENDİRME USULÜ

A- GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN

7186 sayılı Kanun ile değişik 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 113. maddesinde;

“Şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan ve bu faaliyetlerinden kaynaklanan hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde eden mükelleflerin talep etmeleri hâlinde söz konusu faaliyetlerinden elde ettikleri gayrisafi hasılatlarının(KDV yönünden hasılat esaslı vergilendirme usulüne göre vergilendirilen mükellefler için hesapladıkları katma değer vergisi dâhil tutarın) %10’u bu faaliyetlerine ilişkin vergiye tabi kazanç olarak esas alınır.

Vergiye tabi kazancın bu suretle tespitinde ilgili faaliyete ilişkin giderler dikkate alınmaz ve bu kazanca herhangi bir indirim veya istisna uygulanmaz.

Kazançları birinci fıkra kapsamında tespit edilenlerin;

a) Bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmaz.

b) Bu kazançları dışındaki beyana tabi diğer kazanç veya iratları hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz.

c) İki yıl geçmedikçe bu usulden çıkmaları mümkün değildir.

04.01.1961 tarih ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri uyarınca bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu madde hükümlerinden yararlanamaz.

Bu madde hükümleri kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanır.” hususlarına yer verilmiştir.

Hasılat esaslı kazanç tespiti uygulamasından faydalanılabilmesi için;

a) Uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunması,

b) Bu faaliyetlerden kaynaklanan hasılatın tamamının elektronik ücret toplama sistemleri aracılığıyla elde edilmesi,

Görüntülenme Sayısı