E-Yaklaşım / Aralık 2024 / Sayı: 384
I- GİRİŞ
Geçici koruma, ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen kitlesel akın olaylarına acil ve pratik çözümler bulmak üzere geliştirilen (tepkisel) bir koruma biçimdir([1]). Geçici koruma sağlanan yabancılar, Suriye’deki savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeliler ile gündem olmuş, politik ve stratejik seviyede yönetilmesi gereken büyük ölçekli bir sorun olmuştur.
2011 yılından günümüze ülkemizde sayıları milyonlarla ifade edilen büyüklüklerle istatistiklere yansıyan geçici koruma sağlanan yabancıların çalışma hayatındaki varlığı, bu statüdeki yabancıların mevzuata uygun çalıştırılması gerekliliğini de beraberinde getirmiştir. Mevzuat riskinin yönetilmesine katkı sağlamak amacıyla çalışmamızda; geçici koruma sağlanan yabacıları çalıştıran veya çalıştırmak isteyen işverenlerce dikkate alınması gereken hususlar kapsamında bilgilendirme yapılarak değerlendirmelerde bulunulacaktır.
II- AVRUPA’DA GEÇİCİ KORUMA UYGULAMASI
Geçici koruma uygulaması 1992 yılında Bosna-Hersek savaşı nedeni ile yüzbinlerce Bosnalının Bosna Hersek’e sınırı olan ülkelere ve Batı Avrupa ülkelerine sığınması ile bu kişilere Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği çağrısı doğrultusunda Avrupa ülkelerinde geçici koruma sağlanması ile başlamıştır. Bu dönemde oluşturulan geçici koruma rejiminin temellerini Bosnalıların Avrupa ülkelerine kabulü; geri göndermeme ilkesinin gözetilmesi; geçici koruma süresince insan haklarının gözetilmesi ve Bosna-Hersek’teki savaş sonlandığında geri dönmeleri oluşturmuştur([2]).
III- MEVZUATIMIZDA GEÇİCİ KORUMA
A- TANIMI
Genel olarak geçici koruma; kitleler halinde ülke sınırlarına ulaşan yabancıların bireysel statü belirleme işlemleri ile vakit kaybetmeden ülkeye kabulü ve bu kişilere sağlanacak hizmetlere (sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal hizmetler ve yardımlar ile tercümanlık ve benzeri hizmetler) erişim imkânı sağlayan bir statü tanımlamasıdır.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununu ve Geçici Koruma Yönetmeliği’nde tanımlandığı şekli ile geçici koruma; ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayan yabancılara sağlanan korumayı ifade etmektedir([3]).
Tanımda geçen kitlesel akımı; aynı ülkeden veya coğrafi bölgeden kısa bir süre içerisinde ve yüksek sayılarda gerçekleşen ve söz konusu sayılar nedeniyle bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemlerinin usulen uygulanabilir olmadığı durumlar şeklinde anlamak gerekir([4]).
6458 sayılı Kanunun uygulamasında geçici koruma; mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsünden ayrı bir statü tanımlamasıdır([5]). Geçici korunanlar, Kanuna göre belirlenen uluslararası koruma statülerinden herhangi birini doğrudan elde etmiş sayılmaz([6]). Geçici korumanın uygulandığı süre içinde, bu statüde tanımlanan yabancıların bireysel uluslararası koruma başvuruları işleme konulmaz([7]).
Geçici koruma, Cumhurbaşkanı tarafından aksi kararlaştırılmadıkça, geçici koruma ilanının geçerliliğinden önce, geçici koruma ilanına esas teşkil eden olayların olduğu ülkeden veya bölgeden ülkemize gelmiş olanları kapsamaz([8]).
B- GEÇİCİ KORUMA SAĞLANANLARA SUNULACAK HİZMETLER
Geçici koruma sağlanan yabancılar adına valilikler tarafından geçici koruma kimlik belgesi düzenlenir([9]).
Geçici koruma kimlik belgesi, Türkiye’de kalış hakkı sağlar. Ancak bu belge 6458 sayılı Kanunda düzenlenen ikamet izni veya ikamet izni yerine geçen belgelere eşdeğer sayılmaz, uzun dönem ikamet iznine geçiş hakkı tanımaz, süresi ikamet izni toplamında dikkate alınmaz ve sahibine Türk vatandaşlığına başvuru hakkı sağlamaz([10]).
Geçici Koruma Yönetmeliği kapsamındaki yabancılara; sağlık, eğitim, iş piyasasına erişim, sosyal hizmetler ve yardımlar ile tercümanlık ve benzeri hizmetler sağlanabilir([11]).
IV- GEÇİCİ KORUMA SAĞLANAN YABANCILARIN ÜLKEMİZDE ÇALIŞMASI([12])
Mevzuatımızda yabancı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişi olarak tanımlandığı([13]) için, geçici koruma sağlanan kişilerin çalışma izni olmaksızın Türkiye’de çalışması veya çalıştırılması mümkün değildir([14]).
Çalışma izni olmaksızın çalışan geçici koruma sağlanan kişiler ile bunları çalıştıranlar hakkında 6375 sayılı Uluslararası İşgücü Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır([15]).
Çalışma izni olmaksızın çalışan, geçici koruma sağlanan kişiyi çalıştıran işverene ve yabancıya 6375 sayılı Kanun’un 23. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Madde ile, Kanun kapsamındaki yabancıların ve işverenlerin yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumunda uygulanacak yaptırımlar düzenlenmektedir. Bu kapsamda; bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen bağımsız çalışan veya işverene ve çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işveren veya işveren vekili ile çalışma izni olmadan bağımlı veya bağımsız çalışan yabancılara idari para cezaları uygulanacaktır. Çalışma izni bulunmadan çalıştığı tespit edilen yabancıların sınır dışı edilmek üzere İçişleri Bakanlığına bildirilmesi ve işveren veya işveren vekilinin çalışma izni bulunmayan yabancının ve varsa eş ve çocuklarının tüm giderlerini karşılaması diğer yaptırımlardır([16]).