E-Yaklaşım / Şubat 2025 / Sayı: 386
“Düşünmeyen Tutucudur. Düşünemeyen Aptal. Düşünmediğine Aldırmayan Köledir.” William DRUMMOND
I- GENEL AÇIKLAMALAR
A- ENFLASYON DÜZELTMESİ
Bilindiği üzere, enflasyon düzeltmesinin genel amacı enflasyon nedeniyle nominal olarak artan gelirlerden vergi alınmasını önlemektir. Varlıklarını öz kaynaklarıyla karşılayan şirketlerde bu düzeltme enflasyon zararı olarak ortaya çıkarken, aksi durumda enflasyon karı olarak ortaya çıkmaktadır.
Enflasyon düzeltmesi için, enflasyonun uygulanacağı yıldan önce, bu yılın başlangıç bilançosunun diğer bir deyişle bir önceki dönem sonu bilançosunun enflasyona göre düzeltilmesi gerekmektedir. Bu düzeltmede yukarıda belirtilen genel prensip doğrultusunda ya enflasyon geçmiş yıllar zararları ya da, enflasyon geçmiş yıllar karları ile sonuçlanacaktır.
Öte yandan, VUK’nuna 7352 Sayılı Kanunla eklenen Geçici 33. maddesiyle, 2021 yılında VUK Mükerrer 298. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmesiyle uygulanması gereken enflasyon düzeltmesi 2024 yılına ertelenmiştir. Buna göre, 31.12.2023 Bilançosu başlangıç düzeltmesine esas olmak üzere, enflasyon düzeltmesi 2024 yılında uygulanacaktır.
31.12.2023 tarihli bilançonun düzeltilmesi; 213 sayılı Kanun’un mükerrer 298. maddesinin (A) fıkrası ile ayni Kanun’un Geçici 25. maddesi hükümlerine göre yapılacaktır. Söz konusu bilançonun bu maddeler çerçevesinde düzeltilmesine ilişkin olarak GİB VUK 555 Seri No.lu Genel Tebliği ve 165 ve 176 No.lu VUK Sirkülerini yayımlanmıştır. Tebliğ’de geçici vergi dönemleri itibariyle uygulanması gereken enflasyon düzeltmesi, 563 Seri No.lu VUK Tebliği ile cirosu 50 milyon TL’ni aşan işletmeler için 2. geçici vergi döneminden itibaren uygulanması belirtilirken, bu tutarın atında kalanlar için, hesap dönemi sonunda yapılması öngörülmüştür.
B- FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI
Bilindiği üzere, 6322 sayılı Kanun’un 37. maddesiyle 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere, 5520 sayılı Kanun’un 11. maddesinin birinci fıkrasına eklenen (i) bendiyle; kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, için faktöring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları, öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının % 10’unu aşmamak üzere, Cumhurbaşkanı’nca kararlaştırılan kısmı kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak kabul edilmiştir.
Cumhurbaşkanı bu yetkisini 04.02.2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 03.02.2021 tarihli ve 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla kullanmış olup, bu Kararda; 01.01.2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, söz konusu gider ve maliyet unsurlarının % 10’unun kurum kazancının tespitinde indiriminin kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.
Kanun’un ve C.B. Kararının uygulanmasına ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 29.04.2021 tarih ve 18 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Tebliği kesinlik kazanarak, 25 Mayıs 2021 tarih ve 31491 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Gerek Kanunda gerekse, Kanun’un uygulanmasına ilişkin söz konusu Tebliğ’de, finansman gider kısıtlaması, BORÇ-ÖZKAYNAK karşılaştırılması esas alınarak yapılmaktadır. Şirketin bilançosunun pasifinde yer alan kısa vadeli ve uzun vadeli borçların tümü ile öz kaynak karşılaştırılması yapılarak, öz kaynağı aşan kısma isabet eden finansman giderinin % 10’u kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilmektedir. Eğer bilançoda, öz kaynak tutarı, bilançonun pasifinde yer alan tüm borçların üstünde ise, finansman gider kısıtlaması olmayacaktır. Finansman gider kısıtlamasının söz konusu olabilmesi için her halükarda borçların öz kaynağın üzerinde olması gerekir.
Yine Tebliğ’de, yabancı kaynak tanımında hiçbir ayrıma gidilmeden, toptancı bir görüşle, bilançonun pasifinde yer alan kısa vadeli ve uzun vadeli borçlarının toplamı, yabancı kaynak olarak değerlendirileceği belirtilmiştir. Yalnızca “satıcılar” cari hesabında, süreye bağlı olarak ortaya çıkan yükümlülüklerin ayrımına gidileceği belirtilerek, vadeye bağlı olmaksızın oluşan cari hesapların borç olarak değerlendirilmeyeceği belirtilmiştir. Ancak, şirketin kendi öz kaynaklarından karşılanabilecek örneğin; vergi karşılıkları, tahakkuk eden vergi borçları, SGK Prim borçları, her ay sonunda tahakkuk eden ve “gider tahakkukları- (381)” hesap kodunda yer alan personel ücretleri, kıdem tazminatları karşılıkları, “Gelecek Döneme ait Gelir tahakkukları” (380) v.s. hesaplar da yabancı kaynak olarak değerlendirilerek, BORÇ- ÖZKAYNAK tespitinde dikkate alınacaktır. Tebliğdeki bu düzenleme, bize göre teknik olarak eleştiri konusu olmakla birlikte, yazımızın konusu ile ilgisi olmadığı için yalnızca belirtmekle yetineceğiz.