Arabuluculuk Müessesine Başvurulması Sonucunda Ödenen Tazminatlarda Gelir Vergisi İstisnası

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Hasan Basri CAN*

Yaklaşım / Şubat 2022 / Sayı: 350

I- GİRİŞ

Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir “alternatif uyuşmazlık çözümü“ yöntemidir. Esnek ve etkili oluşu arabuluculuğun iş yaşamı, aile, okul ve hatta milletler arası uyuşmazlıklarda bile uyuşmazlığın taraflarını doğru noktada buluşturan bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olmasını sağlamıştır. Aralarındaki uyuşmazlığı, kendi istekleriyle ya da bir mahkemenin önerisi ile arabulucunun eşliğinde çözmeye karar veren taraflar, uyuşmazlık konusunu arabulucuya ileterek, tamamen tarafsız, ön yargı ve yargıdan uzak bir arabulucu eşliğinde, sorunlarını tartışma ve kendileri için en iyi çözümü, bulma fırsatı elde ederler.

Bu çalışmada, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu uyarınca zorunlu ve ihtiyari arabuluculuk müesseselerine başvurulması halinde ödenecek bedeller ile özellikle işe başlatmama tazminat tutarlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında gelir vergisinden istisna olup olmadığı hususunda açıklamalar yapılacaktır.

II- ARABULUCULUK FAALİYETİ VE İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI

Arabulucu, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getirerek onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini ve aralarında iletişim sürecinin kurulmasını sağlamaya çağlayan tarafsız üçüncü kişidir. Arabulucu, bu süreçte karar veren kişi değildir. Hatta taraflara herhangi bir çözüm de önermez. Taraflar uyuşmazlığı kendileri uzlaşarak çözerler. Arabulucu, tarafların aralarındaki asıl uyuşmazlığı ve menfaatlerini tespit ederek bu konularda tartışmalarını ve çözüm bulmalarını sağlamaya çalışır. Burada taraflar kendi çözümlerini kendileri üretirler ve bunu yaparken birbirlerini anlamaya çalışırlar. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir.

Arabuluculuk tarafların kendi çözümlerine bulmalarına yardımcı olan kolaylaştırıcı arabuluculuk (facilitative mediation) şeklinde olabileceği gibi, bazı durumlarda arabulucunun uygun bir çözüme dair önerilerde bulunabileceği değerlendirici arabuluculuk (evaluative mediation) şeklinde de gerçekleşebilir. Üçüncü bir arabuluculuk türü ise dönüştürücü arabuluculuktur (transformative mediation). Kolaylaştırıcı arabuluculukta; arabulucu tarafları yönlendirmez, tavsiyede bulunmaz, hâkim ya da hakem gibi karar vermez. Değerlendirici arabuluculukta ise arabulucu tarafların görmediği hususları onlara göstermeye çalışır, taraflara muhtemel bir davanın sonucu hakkında tavsiyelerde bulunabilir, dosyanın zayıf ve güçlü yanlarından bahsedebilir ve dosyanın içeriğini değerlendirerek, teknik ve hukuki bilgi sağlayabilir. Dönüştürücü arabuluculuk, akran arabuluculuğunda sıklıkla kullanılmaktadır. Güçlendirme, doğası itibarıyla dönüşümü sağlama konusunda ayrımcılık ve baskıyla baş etmeyi, bunu başarmak için var olan diğer sistemlerle ilişkilenmeyi ve ortaklık içerisinde çalışmayı içerdiğinden bambaşka bir alt yapıyı, süreci ve eğitimi gerektirmektedir.

Hukuk sistemimizde arabuluculuk kural olarak ihtiyari (isteğe bağlı) olarak başvurulabilen bir yöntem olarak öngörülmüştür. İhtiyari olarak başvurulabilen bir yol olmasına karşın, kişiler arasında doğabilecek her uyuşmazlığın arabuluculuk yöntemi ile çözülebilmesi mümkün değildir. Kanun koyucu, arabuluculuğa elverişli konuları yalnızca tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları ile sınırlandırmıştır. Zorunlu arabuluculuk, kanun koyucunun deyimi ile dava şartı olarak arabuluculuk, kavramı ise Türk hukuk sistemine 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile girmiştir. Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabuluculuğa başvurulması dav…

Görüntülenme Sayısı