E-Yaklaşım / Kasım 2023 / Sayı: 371
I- GİRİŞ
İnşaat işleri yapısı gereği birden fazla kişi, ekip, grup ve firma ilgilendirebilmektedir. Alt yüklenicilerle çalışma, bir inşaat faaliyeti kapsamında sözleşme imzalayan müteşebbisin (yüklenici) sözleşmenin konusu olan işlerin veya hizmetlerin bir bölümünün icrasını başka bir işletmeye vermesi ile gerçekleşir. Yapım işlerinin ya da hizmetlerin bir bölümünün icrasını üstlenen ikinci tüzel kişiliğe “alt yüklenici” adı verilmektedir. Yüklenici bir ya da birden fazla alt yüklenici kullanabilir. Alt yükleniciler ayrıca yükleniciyle yaptıkları alt yüklenici sözleşmesi düzenlemelerine göre teslim etmeleri gereken yapım işlerinin veya hizmetlerin bazı unsurları için alt yüklenici sözleşmesi yapabilir.
Bu çalışmada, yurtdışında gerçekleştirilen inşaat hizmetlerinin sözleşme konusu işin nev’i itibariyle bir kısmının yüklenici ile yapılan sözleşme kapsamında alt yüklenici şeklinde yapılması halinde vergisel açıdan yüklenilen sorumluluklar ele alınacaktır.
II- YURT DIŞINDA ALT YÜKLENİCİ OLARAK YAPILAN İNŞAAT HİZMETLERİ
Pek çok durumda, alt yüklenicilerle çalışmak gerekli veya yararlı olabilir. Örneğin, inşaat işleri için, ana yüklenici, su tesisatı, mekanik ve mühendislik işleri ve boya gibi uzmanlık faaliyetlerinde diğer şirketleri görevlendirmeye karar verebilir. Asıl yüklenicilerin alt yüklenicilerle çalışmak için çeşitli ve geçerli sebepleri vardır. Bunu yapmak genellikle maddi ve ticari açıdan mantıklıdır. Örneğin, bir yüklenici, sözleşmenin bir unsurunu kendisi yerine getirmektense, sözleşmenin belirli bir unsuru için uzman bir alt yüklenici kullanmanın daha az pahalı olduğunu düşünebilir. Bunun nedeni, uzman alt yüklenicinin söz konusu yüklenicinin sahip olmadığı gerekli ekipmana ve uzmanlığa sahip olmasıdır.
Yurt dışında gerçekleştirilen inşaat hizmetlerinin sözleşme konusu işin nev’i itibariyle bir kısmının yüklenici ile yapılan sözleşme kapsamında alt yüklenici şeklinde yapılması halinde öncelik, ilgili ülke ile yapılan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasındadır. Bununla birlikte Vergi Kanunlarının değerlendirilmesi gerekir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Tam ve Dar Mükellefiyet” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasında, “Kanun’un 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanuni veya iş merkezi Türkiye’de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse Türkiye dışında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.