Uzlaştırmacı Olarak Elde Edilen Kazancın Vergilendirilmesi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Hasan Basri CAN*

E-Yaklaşım / Ekim 2023 / Sayı: 370

I- GİRİŞ

Uzlaşma, taraflardan her birinin kendi talebinden ödün vermesi sonucunda farklı taraflar arasında varılan anlaşmadır. Uzlaştırma, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin özgür iradeleri ile kabul etmeleri ve karar vermeleri hâlinde gerçekleştirilir. Bu kişiler anlaşma yapılana kadar iradelerinden vazgeçebilirler. Hukuki süreçlerde, Cumhuriyet Başsavcısı tarafından hukuki problemin çözülmesi, adliyelerde oluşan fazla dava dosyalarından dolayı, mahkemelere yansımış davaların süreçlerinin daha hızlı sonuçlanması açısından, davacı ve davalı olan iki taraf arasında hukuki problemin çözümüne yönelik anlaşmalarını sağlayan avukat ya da hukuk bürosu çalışanlarına uzlaştırmacı denir. Uzlaştırmacılara her yıl Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan tarifeye göre ücret ödenir.

Uzlaştırmacı olan kişilerin elde ettikleri kazancın yanısıra farklı kaynaklardan kazanç elde etmeleri, bir başka deyişle bir işverene bağlı olarak çalışmaları veya emekli maaşı almaları halinde bu kişilerin elde ettikleri kazanç üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılması süreçleri hakkında yazımız içerisinde bilgi verilecektir.

II- UZLAŞTIRMACILIK MESLEĞİ

Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle başlatılan soruşturma veya kovuşturma sırasında; şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcinin, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen tarafsız bir uzlaştırmacı marifetiyle anlaştırılmaları suretiyle, uyuşmazlığın giderilmesi sürecine uzlaştırma denir. Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısı tarafından görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişiye ise uzlaştırmacı denir.

Uzlaştırma kurumu Türk Ceza Hukuku’na ilk olarak 5237 sayılı Kanun’un 73. maddesinin 8. fıkrasında yapılan düzenleme ile girmiştir. 6 Aralık 2006 tarih ve 5560 sayılı Kanun ile TCK m. 73/8 yürürlükten kaldırılmış ve uzlaştırma usulünü düzenleyen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253, 254 ve 255. maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Son olarak, 2 Aralık 2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 34 ve 35. maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde değişiklik yapılmıştır. Bunlardan bazıları; uzlaştırma kapsamındaki suçların sayılarının artırılması, takibi şikâyete bağlı olan ve etkin pişmanlık hükümleri kapsamına giren suçların uzlaştırma kapsamına alınması ve suça sürüklenen çocuklar açısından uzlaştırmanın kapsamının genişletilmesine ilişkindir([1]).

Ağırlıklı görüş uzlaştırmanın karma hukuki niteliğe sahip olduğu ve bir yönüyle maddi ceza hukuku, diğer yönüyle de ceza muhakemesi hukuku kurumu olduğu şeklindedir. Uzlaştırma kapsamındaki bir suçla ilgili olarak, uzlaştırma usulü uygulamadan muhakemeye devam edilemez. Bu nedenle uzlaştırma bir “muhakeme şartı”dır. Ancak taraflar arasında uzlaşmanın sağlanması ve uzlaştırmanın koşullarının ger&cc…

Görüntülenme Sayısı