Türkiye’de Enflasyon Muhasebesi Uygulamasının Mali Tablolara Etkileri E-Dergi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Ahmet ŞENGÜL*

E-Yaklaşım / Mayıs  2023 / Sayı: 365

I- GİRİŞ

Türkiye’de yüksek enflasyon oranları yıllarca şirketlerin yönetim politikalarını yönlendirmiş ve şirketlerin mali tablolarında bozulmalara yol açmıştır. Enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde mali tabloların homojenliği zarar görmekte, mukayese yapma imkânı söz konusu olmamakta ve işletmenin faaliyet neticeleri önemli oranda farklılık göstermektedir. Bu nedenle mali tabloların Türk Lirası’nın dönem sonu satın alma gücü açısından düzeltilmesi icap etmektedir. Türkiye’de enflasyonun mali tablolar üzerinde var olan olumsuz etkilerin önlenmesi maksadıyla çok sayıda düzenleme gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de enflasyon muhasebesi uygulamasının mali tablolara etkilerini incelemektir. Bu amaç kapsamında literatür taraması yöntemi kullanılmıştır. Çalışma kapsamında; enflasyon muhasebesi uygulamasının öteki mali yapı oranlarını etkileyen pasifteki kalemler üzerinde önemli değişimler oluşturabildiği, işletmenin performans sonuçlarını ve verimliliğini yansıtan karlılık oranlarında farklılıklar yaşanabildiği ve işletmeler için enflasyon muhasebesi uygulamaları yönüyle yardımcı sistemlerin geliştirilmesi gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır.

Türkiye yıllardır yüksek enflasyon oranları yaşamakta, hatta bu durum bir ekonomi politikası olarak görülmektedir. Türkiye’deki hükümetler enflasyon oranlarını düşürmeye yönelik ekonomik istikrar programını yıllarca ertelemiştir. Zira enflasyon oranlarının düşmesi halinde devletin vergi gelirlerinin azalacağından endişe etmişlerdir. Hükümetler çeşitli dezenflasyon girişimleri ile enflasyon oranlarını düşürmeye çalışmışlarsa da yeterince başarılı ve etkili olamamışlar, bu nedenle sürekli yüksek enflasyon oranları hükümetlerin gizli bir amacı gibi görünmüştür. Yüksek enflasyon eğilimi 2002-2018 yılları arasında kırılmış olsa da 2023 yılı itibariyle Türkiye hala yüksek enflasyon sorunuyla boğuşmaktadır.

Mali tablolar bir işletmenin mali pozisyonunu ve faaliyet neticelerini aksettiren vasıtalardır ve işletmeler tarafından yüksek enflasyon dönemlerinde hazırlandıkları takdirde gerçek mali durumu ve faaliyet sonuçlarını yansıtmazlar. Ayrıca yüksek enflasyon dönemlerinde fiktif kazançlar üzerinden vergilendirme yapılacağından işletme sermayesi azalacaktır. Enflasyon muhasebesi uygulanarak finansal tablo kullanıcılarına bir işletmenin gerçek durumunu yansıtması, doğru bilgi vermesi, finansal dönemleri değerlendirmesi ve farklı firmalarla karşılaştırmalı analiz yapması sağlanabilir.

Türkiye’de yüksek enflasyon oranları yıllarca şirketlerin yönetim politikalarını yönlendirmiş ve şirketlerin mali tablolarında bozulmalara yol açmıştır. Vergi mevzuatında yer alan ve enflasyonun vergiye tabi karlar üzerindeki etkisini ortadan kaldıran teşvikler 2003 yılına kadar şirketler tarafından uygulanmıştır. Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi şirketlerin mali tabloları 2003 yılında enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuştur.

Diğer şirketler için ise Maliye Bakanlığı 2003 yılı bilançolarının enflasyon düzeltmesine tabi tutulmasını öngören bir düzenleme yapmıştır. Bu düzenlemeye göre, şirketlerin 31 Aralık 2003 tarihli bilançolarının geçmiş yıllara yönelik olarak düzeltilmesi gerekmiş, ancak ortaya çıkan kâr veya zarar vergi amaçlı olarak dikkate alınmamıştır. Maliye Bakanlığı, yüksek enflasyon ile ilgili olarak uluslararası muhasebe standartlarında açıklanan koşulların mevcut olması halinde, bir sonraki yıl enflasyona göre düzeltilmiş gelirin vergiye tabi gelir olarak kabul edileceğini açıklamıştır([1]).

2003 yılının Türkiye’de enflasyon muhasebesi adına bir d&…

Görüntülenme Sayısı