KDV Oran Güncellemesinin Yarattığı İkircikli Hususlar

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Yiğit YILDIZ*

E-Yaklaşım / Ağustos 2023 / Sayı: 368

I- GİRİŞ

Katma Değer Vergisi, tüketim üzerinden alınan dolaylı bir vergi türüdür. Verginin tahsili nedeniyle mali idarenin katlandığı maliyetin az olması nedeniyle ülke hazinelerinde toplam vergi gelirleri içerisinde önemli bir ağırlığa sahiptir.

Katma Değer Vergisi genel nitelikli bir tüketim vergisidir. Bu nedenle KDV, emtiaların ve hizmetlerin fiyatlarının içerisine dahildir. Tüketim vergileri neredeyse tüm ülke ekonomilerinde yoğun bir şekilde salınmaktadır. Tüketim vergileri yapı itibariyle bireylerin harcanabilir gelirini tüketimde kullanmasını durumunda vergilemeyi amaç edinmiştir. Bu özelliğinden ötürü, bireysel gelir vergileri ile harcama vergileri birbirini tamamlamaktadır([1]).

KDV genel olarak yayılı tüketim vergisidir. İmâl edilen emtia veya hizmetin yalnızca imalat, toptan, perakende satışı safhasında ve belirli emtia veya hizmetlerden alınan bir vergi olmayıp, emtia ve hizmetlerin bütün safhalarının verginin konusuna girdiği bir vergi türüdür. İmâl edilen mal veya hizmetin nihai tüketici tarafından satın alınıp kullanımı ile vergileme sona ermektedir. Diğer bir söylemle KDV’de mükellef emtiayı satın alan nihai tüketicidir.

KDV’de emtianın veya hizmetin üretilmesi esnasında tüm safhalarında verginin konusuna girmesi, verginin piramitleşmesine yol açar. Diğer bir ifadeyle bir ürünün ilk üretiminden nihai olarak tüketilmesine kadar olan tüm safhalardan vergi alınması verginin nihai mükellefi olan tüketici bakımından oldukça büyük bir yük teşkil etmektedir. Yaşanan bu olumsuzluğu gidermek amacıyla “indirim mekanizması” tesis edilmiştir.

KDV’de indirim mekanizmasında bir ürünün üretimi için katlanılan KDV yükü, mükellefin yaptığı satış nedeniyle mali idareye ödenecek vergiden mahsup edilmektedir. Belirli bir dönemde bir üreticinin üretim nedeniyle yüklendiği KDV, mal veya hizmet satışı nedeniyle ödenmesi gereken KDV den mahsup edilmektedir. Eğer ortada pozitif bir bakiye varsa söz konusu tutar beyan edilip ödenmektedir. Aksi durumda mükellefin indirim hakkı bir sonraki döneme devretmektedir.

KDV, hazineye gelir sağlaması ve aynı zamanda ekonomik istikrarsızlıklarda mücadelede etkili bir mücadele aracı olması yönüyle işlevsel bir vergidir. Siyasi otorite, ilgili ülkenin içinde bulunduğu konjonktüre göre gerek KDV oranını, gerekse bu vergiye ait vergi harcamalarını (istisna, indirim, muafiyet, teşvik gibi) kullanarak yaşanan ekonomik dalgalanmaları bertaraf edebilmektedir.

Ülkemizde de yukarıda ifade edilen uygulamalara sıklıkla başvurulmaktadır. 07 Temmuz 2023 tarih ve 32241 sayılı Resmi Gazete yayımlanan 5346 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile KDV oranlarında güncellemeye gidilmiştir. Söz konusu karara göre 10 Temmuz 2023 tarihinden itibaren uygulanmak üzere, genel KDV oranı yüzde 18’den yüzde 20’ye; Kanuna ekli (II) sayılı listede yer verilen teslim ve hizmetler için uygulanan oran ise yüzde 8’den yüzde 10’a arttırılmıştır. (I) sayılı listede yer verilen teslim ve hizmetler için değişikliğe gidilmeyerek % 1 oran uygulanmaya devam edilecektir.

KDV oranlarında meydana gelen bu g&uuml…

Görüntülenme Sayısı