193. Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda Tüm Mükellefler İçin İndirilebilecek Sigorta, Eğitim ve Sağlık Harcamaları (E-Yaklaşım)

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Mehmet Feyzi BİRGİLİ*

E-Yaklaşım / Mayıs 2022 / Sayı: 353

 

I- GİRİŞ

Türkiye’de yaşayan her kişi eğer bir gelir elde ediyorsa elde ettiği kazanç veya iradı ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazançlardan birine veya birkaçı için beyanname vererek vergi vermek ile mükelleftir. Elbette her kazanç ve iradın kendi içinde indirilebilecek bir takım giderleri veya o kazanca veya irada yönelik istisna ve muafiyetleri bulunmaktadır. Mükellefler kendilerinin yapmış olduğu ve kazanç veya irat ile uyumlu olarak bu giderlerini elde ettiklerini kazanç veya iratlarından indirme hakkına sahiptir.

Gelir Vergisi 89. madde ise kazanç veya irat fark etmeksizin tüm gelir grupları için yaptıkları sigorta prim harcamalarını, eğitim ve sağlık harcamalarını, devlet yararına olacak bir yer inşa etmeleri veya devletin uygun bulduğu kurum ve kuruluşlara bağışta bulunmak kaydıyla bu yaptıkları harcamaları Gelir Vergisi Kanunu 89. madde kapsamında indirme hakkına sahiptir. Bu indirimler % 100, % 50, % 15 veya % 10, vb… oranlarda olmaktadır.

II- 89. MADDE KAPSAMINDA SİGORTA PRİM HARCAMALARI VE İNDİRİM YAPILABİLECEK ORANLARI

Diğer indirimler başlığında madde 89 birinci bendinde yer alan ilk indirilebilecek gider şu şekilde olmaktadır;

• Beyan edilen gelirin % 15’ini ve asgari ücretin yıllık ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait sigortalarına ödenen primlerin % 50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri

Mükellefin gelir vergisinden indirilebilir.

Bu konuda en hassas nokta ise sigortanın Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketinde nezdinde akdedilmiş olması, prim tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarlarının hesaplanması esnasında hesaplanmamış olması gerekmektedir.

Bu hususta dikkat edilmesi gereken en önemli iki husus bulunmaktadır. Öncelikle geçmiş yıllarda ödenen ama indirilmeyen primler ileriki yıllarda indirim yapılamaz. Sadece ilgili yılda yapılan ödemeler dikkate alınmaktadır ve bu ödemeler indirim yapılmaktadır. İkincisi ise, ücretlerin safi tutarı sırasında eğer sigorta primleri ödenmiş ise bu ödemeler bir kez daha safi tutar belirlendikten sonra indirilemez.

Son olarak ise mükellefin eşi veya çocukları çalışıyorsa mükellef sadece kendi sigorta primlerini kendi beyannamesinden indirme hakkına sahip olmaktadır. Eş ve çocuk ise kendi verdikleri beyannamelerinde kendi sigorta primlerini indirmeleri gerekmektedir.

Son dönemde oldukça popüler bir hale gelen Bireysel Emeklilik Sisteminde ise 89. Maddedeki bent yerine Gelir Vergisi Kanunu 63. Madde 3. Bendi uygulanmaktadır. Söz konusu madde ise şu şekilde olmaktadır;

• Sigortanın Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla;  ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin % 50’si ile ölüm kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler (İndirim konusu yapılacak primler toplamı, ödendiği ayda elde edilen ücretin % 15’ini aşmamak ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamaz).

Söz konusu her iki indirimde ise Cumhurbaşkanı oranları  yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkil…

Görüntülenme Sayısı