Yaklaşım Logo

24.06.2013 – Ütü-çamaşır devri artık kapanıyor, kadınlar işte erkeklere rakip oluyor

Ütü-çamaşır devri artık kapanıyor, kadınlar işte erkeklere rakip oluyor

MevzuautTR Reklam


2004’te %20,8 olan kadınların istihdam edilme oranı, 2012’de %26,3’e yükseldi. 2004’te %23,3 olan kadınların işgücüne katılma oranı, 2012’de %29,5’e çıktı. Yani bundan 9 yıl önce 5 kadından biri çalışıyorken, 2012’de 4 kadından biri çalışır hale geldi

Konu Türkiye’de istihdam ve işsizlik olunca, ilk akla gelen kadınlarımızın, çalışma yaşamında ne çalışıyor olarak ne de işsiz olarak bulunmaları. İşgücü piyasası konusunda çalışan benim gibi akademisyenler bu durumu sürekli takip eder ve çözüm getirecek proje ve politika önerileri geliştirmeye çalışırlar. Ancak kültürel ve sosyolojik nedenlerinin güçlü olması, Türkiye’de kadınların işgücüne katılma oranlarının artmasına ve toplum içerisindeki rollerinin “ev hanımlığının” ötesine geçmesine engel olur. Fakat son yıllarda bu engellere rağmen, kadınların hem istihdam oranının, hem işgücüne katılma eğiliminin yükselmesi, olumlu etki doğurabilecek bir gelişme. 2004 yılında yüzde 20,8 olan kadınların istihdam edilme oranı, 2012 yılında yüzde 26,3’e yükseldi. Yine 2004 yılında yüzde 23,3 olan kadınların işgücüne katılma oranı, 2012 yılında yüzde 29,5’e yükseldi. Yani 2004 yılında her beş kadından yalnızca biri çalışıyorken, 2012 yılında her dört kadından birini çalışır hale geldi. 

 

DEVLETİN ROLÜ BÜYÜK
Kadınlar açısından bu olumlu istihdam verilerinin ortaya çıkmasında, kadın istihdamına yönelik kısa dönemli politikaların büyük katkısı var. İşverenlerin çalıştırdıkları kadınlar için devletten teşvik almaları, ödüllendirilmeleri, ayrıca kadınlara yönelik bakım ve kreş hizmetlerinin artışı gibi unsurlar kadınların toplumsal rol dağılımındaki kırılımına işaret ediyor.

 

EĞİTİMLİ ORANI ARTIYOR
2004’te  1 milyon 417 bin kadın eğitim – öğretime devam ettiği için işgücüne katılmıyor iken, 2012 yılında 2 milyon 153 bin kadınımız eğitimine devam ettiği için işgücü piyasasına katılamıyor. Dolayısıyla kadınlarımızın hem eğitim oranı, hem de eğitim süresi artış gösteriyor. Çalışma çağındaki yani 15–64 yaş aralığındaki kadın nüfusun 2004 yılında yalnızca yüzde 5’i yükseköğretim ve fakülte mezunuyken, 2012’de bu oran yüzde 9,5’e yükseldi. 2004’te kadınlarımızın yüzde 70,6’sı lise altı eğitimliyken, 2012’de bu oran yüzde 63’e gerilemiş. Bu artışın önemli nedeni ise yükseköğretim ve fakülte mezunlarının istihdamdaki payının yüzde 14’ten yüzde 22’ye yükselmesi.

 

KAYITDIŞI ORANI 8 YILDA TAM 11 PUAN DÜŞTÜ
Evli olup da çalışan kadınlarımızın oranı 2004 yılında yüzde 46 iken, bu oran 2012 yılında yüzde 50’ye yükselmiş. 2004 yılında istihdam edilen her üç kadından biri ücretsiz aile işçisi iken (yani özellikle tarımsal alanlarda eşine veya babasına yardımcı olup herhangi bir ücret almadığı halde istihdam ediliyor gözükürken),  2012 yılında bu oran yüzde 26’ya, neredeyse her dört kadından birisine düşmüş. Diğer yandan, kadınların kayıtdışı istihdam oranları da azalarak 2004 yılında yüzde 50’den 2012 yılında yüzde 39’a gerilemiş. Yani kadınlarımız işgücü piyasasında görünür hale gelmişler.
 
DOĞUM İZNİ SÜRESİ YENİDEN ELE ALINMALI
Uygulanan verimli politikalar ve olumlu gelişmeler bir yana halen gündemde olan doğum izni süresinin artırılması konusunu yeniden düşünmekte fayda var. Bugün iş mahkemelerinde dava konusu her 100 dosyadan yaklaşık 30’u, doğum ve benzeri sebeplerle işten çıkarılmış kadınlarımıza ait. Eğer doğum izni artacak olursa, çalışan kadınlarımızın haksız bu nedenle işten çıkarılmalarında artış olacağı kanaatindeyim. Birçok işveren kadınlara ayrımcılık yaparken,  kadınlarımızı koruyucu yasalar oldukça yetersiz kalıyor. Hatta birçok işveren, ileride doğum iznine ayrılabileceği düşüncesiyle, kadın işçi çalıştırmaktansa özellikle “askerliğini yapmış” erkekleri istihdam etmeyi tercih ediyor. 

 

EV İŞLERİ BAHANE OLMAKTAN ÇIKIYOR
Kadınların işgücüne dahil olmama nedenleri artık değişime uğruyor. Ev işleriyle meşgul olduğu gerekçesiyle işgücü piyasasına katılmayan kadınların sayısında son 9 yılın en düşük rakamlarına ulaştık. 11 milyon 408 bin kadın ev işleriyle meşgul olduğu için çalışmayı düşünmüyor. Bu 2004 yılında 13 milyon 42 bindi. Bu da demek oluyor ki, 2 milyona yakın kadın daha çalışma hayatına girdi. İşgücüne dahil olmama eğiliminde ev işleriyle meşgul olmanın oranı 2004 yılında yüzde 62 iken, 2013 yılının Ocak ayında yüzde 58’e geriledi.

 

Akşam Gazetesi – 24.06.2013

Diğer Yazılar
Görüntülenme Sayısı