Arabulucunun ücreti devletten!
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan reformlar içinde 21 Haziran 2016’ya kadar işçi ve işveren uyuşmazlıklarının hızlı ve kolay bitirilmesi için iş mahkemelerinin yapısı ve işleyişinin gözden geçirilmesi hususu da var. Reform kapsamında, işçi-işveren anlaşmazlıklarında arabuluculuk ön şart haline getirilecek.
Arabulucular, tarafların mahkemeye gitmeden aralarındaki basit uyuşmazlıkları, tarafları anlaştırarak çözüme kavuşturan kişiler. Arabuluculuk sistemi, boşanma davaları, nafaka, velayet, miras uyuşmazlıkları ile ticari uyuşmazlıklar ve telif alacaklarında da devreye giriyor.
Problem arabuluculuk sistemi içinde çözüme kavuşursa; taraflar, uzlaşılan konuda sözleşme yapıyor. Taraflardan birinin sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi durumunda, diğer taraf dava açma yoluna gidebiliyor.
Arabuluculuk metodu tarafların lehine bir düzenleme. İş mahkemelerinde, dava açılırken peşinen alınan gider avansı ve yargı harçları ile karşılaşan işçi, davasını vekil ile de takip etmeyi istediğinde ciddi bir ekonomik külfetle karşı karşıya kalabiliyor. Arabuluculuk sistemi ise çok daha az masraflı. Taraflar arabuluculuk sürecinde herhangi bir harç yatırmayacakları gibi, tebligat, bilirkişi, tanık veya keşif gibi giderlere de katlanmıyor. Sadece faaliyet süresince arabulucuya, arabuluculuk tarifesine ya da anlaşmalarına göre ücret ödenmesi söz konusu.
İki haftada sonuç alınacak
Arabuluculuk için başvuruların adliyelerdeki arabuluculuk merkezlerine yapılması gerekiyor. Arabuluculuğa başvuracak olan taraf, karşı tarafın yerleşim yerindeki; karşı taraf tüzel kişi ise merkezinin bulunduğu yerdeki ya da işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk merkezlerinden birine giderek işlemleri başlatabiliyor.
Mevzuatta uyuşmazlığın çözümü için herhangi bir süre sınırlaması yok. Sadece dava sürecinde arabulucuya başvurulursa, bu durum davayı 3 ay bekletiyor. Arabuluculuk süresi de istenildiği kadar uzatılabiliyor. Yeni düzenlemeler sonrasında, sürecin en çok iki hafta içinde sonuçlandırılması planlanıyor. Sürecin uzaması halinde ise arabulucunun süreyi bir kez uzatma yetkisinin olacağı belirtiliyor.
Yeni düzenlemede arabuluculuk boyunca dava açma sürelerinin işlemeyeceği öngörülüyor. Mevcut uygulamada da arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmıyor. Bu nedenle, olumlu yöndeki uygulamanın devam edileceğini söylemek mümkün.
Yeni düzenleme sonrasında, arabuluculuk ücretinin ilk iki saatinin devlet tarafından karşılanması söz konusu. Anlaşma gerçekleşmez ise bu ücret yargılama giderinden sayılacak. Taraflar başka şekilde anlaşmadığı sürece arabuluculuk ücreti eşit ödenecek. Halen ücret eşit olarak ödeniyor ancak devletin ödemeye katılması söz konusu değil.
Toplam 1207 arabuluculuk başvurusunun 807’si, yani yüzde 67’si işçi işveren arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili. Başvurunun yüzde 98’inde anlaşma sağlanmış.
Türkiye’de yargı sürecinin genel olarak çok uzun sürdüğü düşünüldüğünde, çok daha kısa bir süre içinde uyuşmazlığın çözülmesini sağlayabilecek olan arabuluculuk sisteminin ön şart haline getirilerek daha etkin şekilde kullanılması, gerek işçi, gerekse işveren tarafı için büyük önem taşıyor.
Milliyet Gazetesi – 17.12.2015