‘Atıl Genç’ Patlaması
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan son işgücü verisine göre; Türkiye’de genç işsizliği Kasım 2014 itibariyle son 4 yılın zirvesindeydi. Yani, Ocak 2011 yılından bu yana en yüksek genç işsizliği oranı (yüzde 19.9) Kasım ayında kaydedilmişti.
Bir tarafta, işgücü piyasasındaki her 5 gençten biri iş arıyorken; diğer tarafta, Türkiye’deki gençlerin önemli bir bölümü ne istihdama katılıyor ne de herhangi bir eğitim ya da yetiştirme programına devam ediyor. Atıl gençler olarak tanımlayabileceğimiz söz konusu grup itibariyle Türkiye, maalesef OECD ülkeleri arasında liste başında yer almakta.
Ne okulda, ne işte!
Genç nesil açısından en az işsizlik kadar önemli olan bir başka problem de ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin durumu. Ne istihdamda ne de eğitimde yer almayan gençlerin oranı, tüm dünyada ekonomik krizin başından bu yana yükseliş eğilimini sürdürüyor. Bazı ülkelerde 15-24 yaş grubundaki gençlerin neredeyse dörtte birinin ne yazık ki artık istihdamda ya da eğitimde yer almadığı görülüyor. OECD ülkeleri arasında 15-19 yaş grubunda atıl gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye (yüzde 22.2). Bu gösterge itibariyle, Türkiye OECD ortalamasını 3’e katlamış durumda.
Atıl gençlerin oranı itibariyle de Türkiye liderliği kimselere bırakmıyor. OECD ortalamasının neredeyse iki katı atıl genç oranına sahip Türkiye’den (yüzde 31.3) sonra en yüksek atalet oranına sahip gençler, Yunanistan (28.5), İspanya (yüzde 26.8) ve İtalya (yüzde 26.1) gibi küresel ekonomik krizden büyük yara almış Avrupa ülkelerinde yaşıyor.
Genç işsizliği dünyada yalnızca işgücü piyasasının sorunu değil
Genç nüfusa dahil olan bir gencin iş aramaması, eğitime devam etmemesi ve herhangi bir işte çalışmıyor olması işgücü piyasaları açısından olduğu kadar toplumsal yapı için de büyük bir problem. Arap baharı olarak adlandırılan ve pek çok ülkede toplumsal dengeleri sarsan olayların kıvılcımı Tunus’ta üniversite mezunu bir işsiz olan Muhammed Buazizi’nin kendisini yakması ile başlamıştı. Dolayısıyla genç işsizliğinin yalnızca işgücü piyasası açısından değil toplumsal yapı açısından da ne kadar önemli bir problem olduğu unutulmamalı.
Gençler neden iş aramıyor?
Kasım 2014 itibarıyla Türkiye’de iş bulma ümidini kaybettiği için iş aramayı bırakan toplam 553 bin kişinin 169 bininin 15 24 yaş arasında olduğu. Yani ümidi kırılmış işsizlerin yüzde 30’u gençlerden oluşuyor. Gençlerin işgücü piyasasına ilişkin ümidini kaybetmiş olması ne yazık ki çok büyük bir sorun. İş bulamayacağını düşündüğü için iş aramayı bırakan bir genç toplumsal hayatla olan bağlarını koparmaya başlıyor ve bunun sonucunda uyuşturucu, alkol, sigara bağımlılığı gibi sosyal sorunların ortasında kalabiliyor. Bu nedenle gençlerin işgücü piyasasına olan inancını artırmak ve yeniden iş aramaya başlamalarını sağlamak gerekiyor.
Türkiye acil olarak önlem almalı
Sonuç olarak, Türkiye’de herhangi bir eğitim ya da yetiştirme programına kayıtlı olmayan veya istihdamda yer almayan gençlerin oranının çok yüksek olduğu açık. Dolayısıyla, bu şartlar altında demografik bir fırsat penceresi ya da genç nüfus avantajından bahsetmeden önce bir kez daha düşünmeli ve şayet daha iyi bir geleceğin hayalini kuruyorsak, en kısa zamanda bu gençlere yönelik önlem almalıyız.