Ekonomi duayeni Prof. Dr. Şükrü Kızılot, SÖZCÜ’ye konuştu
Prof. Dr. Şükrü Kızılot, 2013’e girerken SÖZCÜ’ye yaptığı değerlendirmesinde Türkiye’yi zor günlerin beklediğine dikkat çekmişti. Yılın ilk çeyreği içinde bu zorlukların yaşanan belirsizlik ortamı ile kendini hissettirmekte olduğunu belirten Prof. Dr. Kızılot, yatırımcılara uyarılarda bulundu… Yatırım denilince akla hemen döviz, borsa, altın ve TL cinsinden yatırımların geldiğini belirten Şükrü Kızılot, “2013 yılında yatırımcı dövize güvenmesin” dedi. Dolar kurunun son 10 yılda sadece yüzde 6 oranında bir artış gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Kızılot, şunları söyledi:
Cazibesi yok!
Gayrimenkul revaçta
Uzun vadeli düşünün
“2012’nin getiri şampiyonu borsa idi” diyen Prof. Dr. Kızılot, borsa yatırımcısına ise şu tavsiyede bulundu: “Özellikle Türkiye’ye sıcak para getirenler, bunu borsada değerlendirdiklerinde, yüzde 60’ı bulabilen bir getiri sağladılar. Borsa ile ilgili olarak, uzun vadeli tahminlerde bulunmak çok zor. Şemsiye tersine döndüğünde, ciddi kayıplar da olabiliyor. O nedenle, uzun vadeli, yani 3-5 yıl hatta duruma göre bir yıl için bile değil, kısa vadeli, yani dönemsel olarak tavsiye edebiliyoruz.”
ABD’deki satış vergisi modeli uygulanabilir!
Prof. Dr. Şükrü Kızılot SÖZCÜ’ye yaptığı değerlendirmede KDV uygulamalarındaki çarpıklıklara dikkat çekti. Türkiye’de 100 liraya alınan bir elbiseye de, 10 bin liraya alınan bir elbiseye de düşük oranda KDV uygulandığını vurgulayan Prof. Dr. Kızılot, gelişmiş ülkelerde ise böyle bir KDV modeli olmadığını belirterek, uygulamadaki çarpıklığın bir an önce düzeltilmesini istedi. SÖZCÜ’nün sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Kızılot, şunları söyledi: “New-York’ta 110 dolara kadar olan ürünlerde satış vergisi yok. Yani ceket, pantolon, etek, bluz, gömlek, iç çamaşırı, kazak, çanta, ya da ayakkabı satışlarında uygulanan satış vergisinin oranı sıfır. Bu tutarı aşanlara ise yüzde 8.75 oranında satış vergisi uygulanıyor. Üstelik buradaki 110 dolar toplamda değil, ürün başına ayrı ayrı göz önüne alınıyor.”
Türkiye’de nasıl?
Bizde bu tür bir ayırım olmadığını belirten Prof. Dr. Kızılot, Türkiye’deki uygulamayı çarpıcı örneklerle açıkladı: İster pazardan al, ister lüks mağazadan; KDV yüzde 8! “Türkiye’de 100 liraya alınan elbiseye de, 10 bin liraya alınan elbiseye de aynı KDV oranı uygulanıyor. Örneğin Louis Vuitton’un Roma’da Via del Condotti’deki, Paris’te Champs Elysees’de ve Avenue des Montaigne’deki mağazalarının önünde kuyruklar var. Zannedersiniz ki; bedava veya çok düşük bir fiyata satılıyor. Ama içeri girdiğinizde fark edersiniz; raflarda 5-10 bin, hatta 20-30 bin Euro’ya çantalar sıralanır. KDV oranına gelince; Fransa’da yüzde 19.6, İtalya’da yüzde 21. Ama aynı Louis Vuitton’un Türkiye’de de mağazaları var. Örneğin İstanbul’da İstinye Park‘ta ve Nişantaşı’ndaki mağazalarını ele alalım; KDV oranları yüzde 8. Bu ciddi bir çarpıklıktır. Normal KDV oranı yüzde 18 olan dünyaca ünlü Louis Vuitton’un çantasında Türkiye’de uygulanan yüzde 8’lik KDV oranı sadece bir örnek… Dünyaca ünlü diğer markalarda da durum farklı değil. Örneğin; Chanel, Hermes, Kenzo, Prada, Gucci, Moschino, Ferre, Escada, Christian Dior, Roberto Cavalli, Dolce&Gabbana, Hugo Boss, Stefano Ricci’nin ayakkabı, çanta ve kıyafetleri de yüzde 8 KDV’ye tabi. Ama bunun yanında pazardan alabileceğiniz 50, ya da 100 liralık bir ayakkabı, çanta ve kıyafetlere de yüzde 8 KDV ödüyorsunuz!”
Zenginler kollanıyor!
Türkiye’deki KDV oranları ile zengin kesim kollanırken fakir fukaranın haksızlığa uğradığının altını çizen Prof. Dr. Şükrü Kızılot, bu haksızlığın ancak ABD’de uygulanan model ile giderilebileceğini vurguladı ve ekledi: “ABD’deki gibi, belli bir tutara kadar, örneğin fiyatı 200 liraya kadar olan ayakkabı, çanta, pantolon, ceket, etek, elbise gibi giyim eşyaları yüzde 1, bin liraya kadar olanlar yüzde 8 KDV’ye, bunu aşanlar ise yüzde 18 KDV’ye tabi olmalı. Bununla hem lüks ve pahalı mal almayan ya da alamayanlar korunmuş olur. Hem de 30-40 bin liraya çanta veya 10-20 bin liraya kıyafet alanlar, normal oranda, yani yüzde 18 KDV ödemiş olurlar.”
Tezek bile KDV’ye tabi!
O kadar çarpıklık var ki…
Prof. Dr. Kızılot, Türkiye’de KDV’ye tabii olmayan ürünleri de çarpıcı örneklerle açıkladı: “Yüzde sıfır KDV’ye tabii olanlar hangileri diye baktığınızda karşınızdaki manzara inanılır gibi değil! Duyduğunuzda kulaklarınıza, okuduğunuzda gözlerinize inanamıyorsunuz. Pırlanta, elmas, yakut, safir, zümrüt, inci gibi değerli taşlarda KDV yok!.. Oysa bu ürünler, yüksek gelir grubuna hitap eden lüks mallar. Dolayısıyla da KDV uygulanan yabancı ülkelerin hepsinde en yüksek oranda KDV’ye tabii.”
KDV’si yüzde 1
Öte yandan, temel gıda maddeleri arasında bulunan pirinçteki KDV uygulamasındaki çarpıklığın da dikkat çekici olduğunun altını çizen Prof. Dr. Kızılot, “çeltik” diye adlandırılan kabuklu pirincin KDV’sinin yüzde 1 olduğunu belirterek, şöyle dedi: “Kabuğun içindeki pirincin KDV’si yüzde 8, ama kabuğunun KDV’si yüzde 18. Pirincin kabuğu; civcivlerin altına atılıyor, ya da demiri soğutmada kullanılıyor. Kabuğu bedava verilse dahi, satılmış gibi KDV uygulanması gerekeyor.”
Konaklama komedisi
Prof. Dr. Kızılot, konaklamadaki KDV uygulamasını da yine verdiği örnekle açıkladı: “Lüks oteller, ya da tatil köylerinde konaklayan insanlara yüzde 8 KDV uygulanıyor. Buna karşılık hayvanların konaklamasına uygulanan KDV yüzde 18! Yani bir hanın ahırında konaklayan bir hayvan için sahibi yüzde 18 KDV ödemek zorunda!”
Altındaki getiri, doların 130 katı!