Yaklaşım Logo

2011/53 Sayılı Genelgenin Tebliğ İşlemleri Ve Süreler İle İlgili Bölümlerinde Değişiklik Yapılması Hakkında 2017/30 Sayılı Genelge

MevzuautTR Reklam

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

 

(27 Aralık 2017 Tarihinde SGK Tarafından Yayınlanmıştır)

 

Sayı   : 70660756-206.16-E.6569541                                                      27/12/2017

Konu  : 2011/53 sayılı Genelgenin tebliğ işlemleri ve süreler ile ilgili bölümlerinde değişiklik yapılması


GENELGE
2017/30

 

5/12/2017 tarihli ve 30261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları İle Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun muhtelif maddelerinde değişiklik yapılmıştır.

A) l/1/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 6183 sayılı Kanunun 15, 55, 56 ve 60 inci maddelerinde ve 58 inci maddesinin birinci ve yedinci fıkralarında yer alan “7” ibareleri “15” olarak değiştirilmiş olup, 2011/53 sayılı Genelgedeki değişiklikler aşağıda gösterilmiştir.

1) 2011/53 sayılı Genelgenin “Birinci Kısım, Birinci Bölüm, Kurum Alacaklarının Korunmasına İlişkin Hükümler” başlıklı bölümünde ilgili yerler aşağıdaki şekilde güncellenmiştir.

“6.2. İhtiyati haczin uygulanması ve dava konusu edilmesi” başlıklı bölümün ikinci ve beşinci paragrafındaki 7 günlük süreler 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Haklarında ihtiyati haciz uygulanan borçlular, haczin yapıldığı tarihten, gıyapta yapılan hacizlerde ise haczin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde yetkili iş mahkemesinde dava açabilir. Borçlu tarafından ihtiyati hacze karşı 15 gün içinde ihtiyati haczin iptali için dava açılmış olsa bile, hüküm kesinleşinceye kadar ihtiyati haciz devam eder.

“ihtiyati hacze karşı 15 günlük dava açma süresinin geçmesinden sonra alacaklı ünitece ödeme emrinin tebliği ile ihtiyati haciz kesin hacze çevrilir.””

“13. Alt işverenlerin borçları” başlıklı bölümün 12 nci paragrafındaki 7 günlük süre 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Öte yandan, 6183 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur.'”

2) 2011/53 sayılı Genelgenin “Birinci Kısım, İkinci Bölüm, Mahsup ve Tecil” başlıklı bölümünde ilgili yerler aşağıdaki şekilde güncellenmiştir.

“2.12. Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması” başlıklı bölümün ikinci paragrafındaki 7 günlük süreler 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi, “Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 15 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağı borçluya bildirilir. 15 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil edilir. ” hükmünü amirdir. “

“Buna göre, tecil ve taksitlendirme koşullarına uyulmaması üzerine tecil ve taksitlendirme işlemi bozulduğunda borçluya, “karşılığında teminat alınmış olan borcun 15 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği ve diğer şekillerle cebren tahsile devam edileceğinin” bildirilmesi, 6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi hükmü gereği yasal zorunluluk olduğundan, borçluya yükümlülüklerinin mutlaka bir yazı ile bildirilmesi gerekmektedir.”

3) 2011/53 sayılı Genelgenin “İkinci Kısım, Kurum Alacağının Cebren Tahsili” başlıklı bölümünde ilgili yerler aşağıdaki şekilde güncellenmiştir.

“1.1. Teminatlı alacaklarda takip” başlıklı bölümün birinci paragrafındaki 7 günlük süreler 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“6183 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi hükmüne göre, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan Kurum alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 15 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerde cebren tahsiline devam olunacağının borçluya bildirilmesi gerekmektedir. Bu bildirime rağmen 15 gün içinde borç ödenmediği takdirde teminat 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre paraya çevrilir..”

“1.2. Ödeme emri” başlıklı bölümün birinci paragrafının birinci cümlesinde ve ikinci paragrafında yer alan 7 günlük süreler 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kurum alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiği ödeme emri ile bildirilir. “

“Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcunun olmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığını iddia ederek ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı ünitenin bulunduğu yetkili iş mahkemesine itirazda bulunabilir.

“1.3. Mal bildirimi” başlıklı bölümün üçüncü paragrafının ilk cümlesinde yer alan 7 günlük süre 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu 15 gün içinde borcunu ödemek veya mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir.”

“1.4. Hapsen tazyik” başlıklı bölümün birinci paragrafının ilk cümlesinde yer alan 7 günlük süre 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu borcunu ödemezse 15 gün içinde mal bildiriminde bulunması gerekmektedir.”

“1.5.1. Kati haciz” başlıklı bölümün birinci paragrafındaki 7 günlük süre 15 gün olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kati haciz Kurum alacaklarının vadesinde ödenmemesi üzerine borçlulara ödeme emri tebliğ edilmesine müteakip, ödeme emrinin kesinleşmesinden sonra (ödeme emrinin tebliğ tarihinden sonra 15 gün geçmesinden itibaren) yapılan kesin hacizdir.”

B) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 101, 102, 103 üncü maddelerinde 1/1/2018 tarihinden geçerli olmak üzere 6183 sayılı Kanuna göre yapılacak tebliğ işlemlerinde esas alınacak bilinen adresler, evrakın teslimi, ilanen tebliğ yapılacak hallere ilişkin düzenlemeler yapılmış olup, buna göre 2011/53 sayılı Genelgede yapılan değişiklikler aşağıda gösterilmiştir.

“2. Tebliğ işlemleri

6183 sayılı Kanunun 8 inci maddesi gereği aksine bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunda yazılı sürelerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Tebligatın amacı, hukuki işlemlerin sonuçlarından etkilenmeleri amaçlananların bilgilendirilmesi ve bu bilgilendirmenin belgelendirilmesidir.

Tebligat esasları, 213 sayılı Kanunun 93 ila 109 uncu maddeleri arasında düzenlenmiş olup, hüküm ifade eden belgeler ve yazılar, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta aracılığıyla ilmuhaberli taahhütlü, memur eliyle veya adresleri bilinmeyenlere ilan yoluyla tebliğ edilir.

Kural olarak, bir tebliğin hüküm ifade etmesi için usulüne uygun olarak yapılması gerekmektedir. 213 sayılı Kanunun 108 inci maddesi gereği tebliğ edilen evraklarda esasa ilişkin olmayan şekil hataları tebliğin hukuki geçerliliğini etkilememektedir. Ancak her halükarda tebliğde; – Borçlu gerçek kişi ise ad ve soyadı, tüzel kişi ise tam unvanı,

  Tebliğ edilecek borcun türü ve miktarı,

  İtirazın hangi sürede ve nereye yapılacağı,

belirtilmiş olmalıdır. Söz konusu bilgilerde esasa ilişkin hata/noksanlık bulunması halinde tebliğ geçersiz sayılabilmektedir.

2.1. Tebliğ yapılacaklar

2.1.1. Borçlulara, kanuni temsilcilere ve umumi vekillere tebliğ

Tebliğ borçlulara, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin birden fazla müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması yeterlidir.

Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğ, ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görünüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir suretle ehliyetsiz bulunmaması gerekir.

2.1.2. Veli, vasi ve kayyımlara tebliğ

Velayet veya vesayet altındaki borçlulara borçları nedeniyle yapılacak tebligat bunların veli, vasi ve kayyımlarına yapılır.

Borçlu yerine geçen veli, vasi veya kayyım gibi birden fazla sorumlu olması halinde, tebligat bunlardan yalnız birine yapılabilir. Şayet tebliğin konusu olan işe ayrı bir vasi veya kayyım bakmakta ise tebligat bunlara yapılır.

2.1.3. Vasıtalı tebliğ

Kara, deniz, hava ve jandarma eratına yapılacak tebligat kıta komutanı ve müessese amiri gibi en yakın üst vasıtası ile yapılır. Üst bu evrakı derhal tebliğ olunacak kimseye vermediği takdirde tazminle mahkûm olur.

2.1.4. Kamu kurum ve kuruluşlarına tebliğ

Kamu kurum ve kuruluşlarına yapılacak tebliğ, bu kurum ve kuruluşların en büyük amirlerine veya bunların yardımcılarına veya en büyük amirin yetkili kılacağı memurlara yapılır.

2.1.5. Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ

Yabancı memlekette bulunanlara tebliğ o memleketin yetkili makamı vasıtası ile yapılır. Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu Bakanlık vasıtasıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da borçlunun bulunduğu memleketteki Türkiye büyükelçiliği veya konsolosluğuna gönderilir. Bunun için anlaşma varsa veya o memleketin kanunları müsait ise o yerdeki Türk siyasi memuru veya konsolosu tebliğin yapılmasını yetkili makamdan ister. Yabancı memlekette resmi görevle bulunan Türk memurlarına ise tebliğ Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla yapılır. Yabancı memlekette bulunan askeri şahıslara yapılacak tebliğ, bağlı bulundukları kara, deniz, hava kuvvetleri komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı vasıtası ile yapılır.

Yapılan ikili sözleşmeler gereği Almanya, Avusturya, Lüksemburg ve Romanya ile primlerin karşılıklı tahsil edilmesi gerektiğinden bu ülkelerde bulunan borçlular hakkında düzenlenen formüler ve alacağın takibi için gerekli bilgilerin Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yurtdışı Sözleşmeler ve Emeklilik Daire Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir.

2.2. Tebliğ usulleri

2.2.1. Posta ile tebliğ

Genel tebliğ usulü, posta aracılığıyla yapılan tebliğdir.

2.2.1.1. Bilinen adreslere tebliğ

Borçlunun bilinen adreslerine gönderilen tebliğ evrakı posta dairesince muhatabına teslim edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır. Tebliğ tarihi, posta memurunun tebliğ alındısı üzerine evrakın muhataba teslim edildiği sırada kayıt düştüğü tarihtir.

Tebliğ yapılacak adresin tespitinde 213 sayılı Kanunun “Bilinen adresler” başlıklı 101 inci maddesi dikkate alınacaktır. Buna göre borçlunun;

1. İşe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,

Diğer Yazılar
Görüntülenme Sayısı