Kamuda Geçen Sürelere Kıdem Tazminatı Ödenmesi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

 

Yazar: Akın ŞİMŞEK*

 

E-Yaklaşım / Kasım 2024 / Sayı: 383

 

 

I- GİRİŞ

 

Kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak görev yapanlardan kıdem tazminatına müstahak şekilde iş sözleşmesi feshedilenlere kıdem tazminatı ödenmesine esas kıdem sürelerinin belirlenmesinde 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesine göre işlem yapılmaktadır.

 

Ayrıca 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca yapılan ihaleler kapsamında, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinde; kamu kurum veya kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin hesaplanması, alt işveren ile alt işveren işçisinden istenecek belgeler, merkezi yönetim kapsamı dışındaki kamu kurum veya kuruluşları arasındaki hizmet sürelerine tekabül eden tutarların tahsil ve ödeme işlemleri ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Kamu İhale Kanununa Göre İhale Edilen Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımları Kapsamında İstihdam Edilen İşçilerin Kıdem Tazminatlarının Ödenmesi Hakkında Yönetmelik([1]) yayımlanmıştır. Bu kapsamda da taşeron işçilikten sürekli işçi kadrosuna geçen veya belediye şirketlerinde işçi pozisyonlarına geçenlerin alt işveren yanında taşeron işçilikte geçen sürelerine kıdem tazminatı ödenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 112. maddesi ve diğer ilgili maddeleri çerçevesinde farklı usul ve esaslar belirlenmiştir.

 

II- GENEL OLARAK İŞÇİLERİN KAMU KURUMLARINDA GEÇEN SÜRELERİNE KIDEM TAZMİNATI ÖDENMESİ

 

İşçilerden sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında T.C. Emekli Sandığı Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun dördüncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve (c) bendi kapsamında sigortalı ve SSK veya yalnız SSK sigortalısı olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle 4/1-a sigortalısı (SSK) statüsünde yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazananlara bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenebilmektedir.

 

Kamu kurumlarında geçen ve birleştirilen çalışma sürelerine kıdem tazminatı ödenmesi için öncelikle bu kurumlardan 4/1-a sigortalısı (SSK) statüsünde yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanmaları gerektiğidir. Bu durumda olan işçilerden emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığına veya toptan ödemeye hak kazanma nedenleri haricinde başka nedenlerle kıdem tazminatı ödenmesine müstahak şekilde görevden ayrılanlara veya vefat edenlerin hak sahiplerine kamuda geçen hizmet süreleri birleştirilerek kıdem tazminatı ödenmeyecektir. Kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce kıdem tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri ise kıdem tazminatının hesabında dikkate alınmamaktadır. Ancak, bu tazminatın T.C. Emekli Sandığı’na tabi veya 5510 sayılı Kanuna göre 4/1-c sigortalısı olarak geçen hizmet süresine ait kısmı için ödenecek miktar, yaşlılık veya malullük aylığının başlangıç tarihinde T.C. Emekli Sandığı Kanunu’nun yürürlükteki hükümlerine göre emeklilik ikramiyesi için öngörülen miktardan fazla olamamaktadır. Bu kapsamdaki kamu kuruluşları deyimi, genel, katma ve özel bütçeli idareler ile 468 sayılı Kanun’un 4. maddesinde sayılan kurumları([2]) kapsamaktadır.

 

Daha önce çalıştığı kamu kurumundan kıdem tazminatı alarak ayrılan işçinin daha sonra başka bir kamu kurumunda çalışmaya başlaması halinde de kıdem tazminatı ayrıldığı kurumdaki süre dikkate alınmadan ikinci kamu kurumundaki hizmet süresi üzerinden hesaplanmalıdır.

 

Kamu kurum ve kuruluşlarında memur veya sözleşmeli personel olarak çalıştıktan sonra yine kamu kurumlarında işçi olarak çalışmaya başlayanların memur veya sözleşmeli personel olarak geçen sürelerinin kıdem tazminatı kıdemlerinde dikkate alınıp alınmayacağı ile ilgili olarak Yargıtay’ın emsal bir olay nedeniyle vermiş olduğu kararında([3]) “… İşçinin kamu kurumlarında işçi olarak çalıştığı sürelerin birleştirilebilmesi için, önceki çalışmaların fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği 1475 sayılı Yasa’nın 14/5 maddesinde açık biçimde düzenlenmiştir. İşyerinde memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmış olan ve kendi isteği ile ayrılarak başka bir kamu kurumunda işçi olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğunda söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren memur ya da sözleşmeli personel döneminin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay H.G.K. 15.10.2008 gün 2008/9-586 E, 2008/ 633 K. ; 28.11.2007 gün 2007/9-814 E, 2008/896 K.).” denilmek suretiyle karar verilmiştir.

 

Halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/4 maddesi uyarınca “T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir”. İşçinin kamu kurumlarında işçi olarak çalıştığı sürelerin birleştirilebilmesi için, önceki çalışmaların fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği aynı maddenin 5. fıkrasında açıkça belirtilmiştir([4]).

 

Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır. İşçinin, kamu kurumlarında işçilikte geçen hizmetlerinin birleştirilmesi için önceki çalışmaların, fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği Mülga 1475 sayılı Kanun’un 14/5. maddesinde açık biçimde düzenlenmiştir.

 

İşyerinde işçi statüsünde çalışmakta olan ve kendi isteği ile ayrılarak bir kamu kurumunda memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğundan da söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları da bu doğrultudadır. (Yargıtay H.G.K. 15.10.2008 gün 2008/ 9-586 E, 2008/ 633 K. ; 28.11.2007 gün 2007/ 9-814 E, 2008/ 896 K.)([5]).

 

III- ASKERLİK BORÇLANMASI

 

Kamuda çalışan işçilerin bu kurumlarda görev yapmakta iken borçlanmış oldukları askerlik süreleri için yine bu kurumlardan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı ile toptan ödemeye hak kazanacak şekilde ayrılmaları halinde kıdem tazminatı hesaplanmaktadır. Bu konuda Yargıtay’ın bir emsal kararında([6])

Görüntülenme Sayısı