Yazar: Yiğit YILDIZ*
E-Yaklaşım / Haziran 2024 / Sayı: 378
I- GİRİŞ
1980’li yıllarla birlikte hâkim iktisadi düşünce haline gelen Neo-Liberal düşünce tüm dünya ekonomilerini etkisi altına almaya başlamıştır. Neo-Liberal iktisadi düşüncenin temel politika önermesi ise dış ticaretin ve sermaye hareketlerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasıdır. Bu politika önerisi ise hiç şüphesiz gelişmekte olan ülkeleri görece olumsuz etkilemektedir. Zira söz konusu ülke ekonomileri yapısal dönüşümlerini tamamlayamadıkları için kırılgan bir yapıya sahiptir. Ayrıca bu ülkelerde büyümenin finansmanını sağlayacak faktör olan sermaye de yeterli düzeyde değildir. Bütün bu etmenler, gelişmekte olan ülkeleri stratejik iktisat politikaları belirlemeye yöneltmektedir.
Gelişmekte olan ülkeler ise bu doğrultuda ihracata dayalı büyüme modelini benimsemiştir. Bu modelde ülkeye daha fazla döviz getirici faaliyetler özendirilmekte, hatta devlet eliyle teşvik edilmektedir. Merkez Bankaları bu noktada devreye girmekte ve bulunduğu faaliyetlerle cari dengede iyileşmelere neden olabilecek işletmelere uygun maliyetli finansman sağlamaktadır. Ülkemizde de Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), benzer bir uygulamayı bankalar aracılığıyla hâlihazırda sürdürmektedir. TCMB, söz konusu uygulama ile ihracat ve döviz getirici faaliyetlerin fiilen gerçekleşme tarihi ile faaliyet sonucunda elde edilecek gelirin ülkeye gelme tarihi arasındaki zamansal farklılık nedeniyle işletmelerin olumsuz etkilenmemesini amaçlamaktadır.
İşletmeler bu finansman türünde, çalıştıkları banka üzerinden, TCMB’ye tanzim edilen senetler mukabilinde, banka aracılığı ile reeskont kredisi kullanmaktadır. Kullanılan bu kredi ise işletmenin ihracat yapması taahhüdüne bağlanmaktadır. Buna karşılık kimi durumlarda, çeşitli nedenlerle ihracat gerçekleşmeyebilmektedir. Böyle durumlarda ise işletmeler reeskont kredi sözleşmelerinde yer verilen ceza tutarlarına muhatap olabilmektedirler. Ödenen bu ceza tutarları ise işletmeleri, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alıp alamayacağı noktasında ikilemde bırakmaktadır. Bu çalışmada, ihracat taahhütlü reeskont kredilerine dönük olarak ihracatın gerçekleşmemesi sebebiyle ödenen ceza veya tazminatların vergi kanunları karşısındaki durumu analiz edilmeye çalışılacaktır.
II- İHRACAT VE DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMETLER REESKONT KREDİSİ
Reeskont, bir bankanın elinde bulundurduğu vadesi gelmemiş senetleri, bir başka bankaya iskonto ettirmesi anlamına gelir. İskonto ise; bir finansal kurumun, portföyünde bulunup bir ticari muameleye dayanan ve ifa zamanına daha vakit olan çek, poliçe, senet ve bono, gibi kıymetli evrakın ödeme zamanından evvel faizi, komisyonu vb. nemalarıyla tahsil ederek geriye kalan tutarı senet alacaklısına ödemek şeklinde ifade edilebilir. İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi ise ana finansmanın TCMB tarafından sağlandığı, yukarıda yer verilen iskonto sürecinin işletildiği, ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetlerin sunucuları konumunda olan işletmeleri fonlamak gayesiyle kullanılan, bir para politikası aracıdır.