Saatlik Ücret İle Çalışılan İşyerinden SGK Bildirimi

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Kadir GÜLERCE*

E-Yaklaşım / Nisan 2024 / Sayı: 376

I- GİRİŞ

İş Kanunu gereği işveren ile çalışan arasında iş sözleşmesi düzenlenmektedir. İşçinin ücretinin; saatlik mi? günlük mü? aylık mı? hesaplanacağı iş sözleşmesinde belirtilmektedir. Ücretin saatlik olarak belirlenmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacak gün ve kazanç bildiriminin nasıl hesaplanması gerektiği yazımızın konusunu oluşturmaktadır.

II- 5510 SAYILI KANUNDA YER ALAN TANIMLAR

Ücret: 4. maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik niteliği taşıyan brüt tutarı ifade eder.

Asgarî ücret: 22.05.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen bir aylık brüt ücreti ifade eder.

Bu Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı, sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise 16 yaşından büyük sigortalıların günlük kazanç alt sınırının 7,5 katı, ancak sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri için 3 katıdır (Madde 82).

Günlük kazançları yukarıdaki fıkrada belirtilen alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden hesaplanır.

İkinci fıkraya göre sigortalının kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin tümünü işveren öder (Madde 82).

Kanunda sigortalı sayılanlara saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve süreklilik arz eden brüt ücret, ücret kavramı olarak tanımlanmıştır. Prime tabi tutulacak alt sınırın asgari ücretin 1 günlük tutarı olduğu, üst sınırın ise 1 günlük asgari ücretin 7,5 katı olduğu belirtilmiştir.

Bu sınırların altında veya üstünde bir prim ödenemeyeceği, ödenmesi durumunda alt veya üst sınır üzerinden hesaplamaların yapılacağı kanunda düzenlenmiştir.

Aynı maddede çalışana asgari ücretin altında bir ödeme yapılması durumunda asgari ücret ile ödenen ücret arasındaki farka ait primin tamamının işverenden tahsil edileceği belirtilmiştir.

Konuyla ilgili yasal düzenlemelere değindikten sonra uygulama kısmına geçebiliriz.

İşveren saatlik ücret üzerinden anlaştığı ve kısmi süreli çalıştırmadığı çalışanı ile ilgili puantaj düzenlemelidir. Bu puantaj ile çalıştığı gün ve saatlerin takibini yapmalıdır. Düzenlenen puantaj her ay işçiye imzalatılmalıdır. Düzenlenen puantaja ilave olarak çalışanın aylık işe giriş çıkış saatlerini gösteren mesai çizelgesi düzenlenmesi ve her gün için çalışanın imzasının alınması faydalı olacaktır.

Sonrasında kişinin gün içinde çalıştığı süreye bakılmaksızın işe gelip çalıştığı her gün için sigorta bildiriminde bulunulmalıdır.

Ondan sonrasında kişinin çalıştığı toplam saat belirlenmeli ve belirlenen saatlik ücreti üzerinden maaşı hesaplanmalıdır.

Konuyla ilgili kafa karışıklığına neden olan durum burada başlamaktadır. Bazen kişinin çalışmadığı saatlere ait ücreti kesildiği durumlarda kazancı asgari ücretin altında kalabilmektedir. Böyle bir durumun meydana gelmesi halinde;

Kişinin kazancı Sosyal Güvenlik Kurumu’na asgari ücret üzerinden bildirilmeli ve SGK primlerinin hesabı asgari ücret üzerinden yapılmalıdır. Bu şekilde işlemlerin tesis edilmesi durumunda kurum açısından herhangi bir prim kaybı yaşanmayacaktır.

İşyeri defter kaydı; brüt ücret (işçinin hesaplanan ücreti + işçi SGK ve İşsizlik) + İşveren SGK ve İşsizlik Payı şeklinde yapılacaktır. Yapılan hesaplama sonucunda işçiye ödenen tutar ile asgari ücret arasında kalan kısma ait primlerin tamamı işverenden tahsil edilmiş olacaktır. Yapılan işlemler sonucunda SGK açısından herhangi bir prim kaybı oluşmayacaktır.

Bu işlemler sonucunda defterde yazılı brüt ücret ile kuruma bildirilen prime esas kazanç arasında fark olacaktır. Bu fark yukarıda anlatılan sebeplerden kaynaklı olacaktır. Fiili durumu yansıtan belgelere dayanılarak oluşturulan defter kayıtları ve ücret bordroları kanuna uygun sayılacaktır.

Oluşturulan defter kaydı ile ücret bordrosu kanunlara uygun düzenlenmiş olduğundan herhangi bir geçersizlik durumu söz konusu olmayacaktır. Yani Defter kayıtları ile kuruma bildirilen tutarlar arasındaki fark sebebiyle 5510 sayılı kanunun birinci fıkrasının (e-4 ve e-5) bendi kapsamında idari para cezası uygulanamayacaktır.

III- PEKİ BU DURUMDA İŞÇİYE ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ ÖDENMESİ KANUNA AYKIRI MIDIR?

A- İŞ KANUNU AÇISINDAN

Çalışan ile işveren arasında saatlik ücret ile çalışma şeklinde sözleşme düzenlenmiştir. Saatlik ücret ile çalışmanın amacı işçinin eksik saatlerini keserek çalıştığı saatler üzerinden ücret ödenmesidir. Yazımıza konu durumda da işçi ve işverenin rızası dahilinde saatlik çalışma yapılmaktadır. Bu nedenle işçiye 30 gün üzerinden maktu ücret ödenmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. 30 gün üzerinden ücret ödenme zorunluluğu bulunmayan çalışanın eksik saatleri bulunması durumunda ücretinin asgari ücretin altında kalmasında kanunen bir engel bulunmamaktadır.

B- SOSYAL GÜVENLİK KANUN…

Yazının Tamamı İçin Abone Olun

Görüntülenme Sayısı