“Ba” İle “Bs” Formlarının Beyan Edilmesinde Mutlu Sona Doğru

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

Yazar: Ramazan AKTAR*

E-Yaklaşım / Şubat 2024 / Sayı: 374

I- GİRİŞ

362 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde; bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi 5.000,00 TL’yi aşması halinde mal ve hizmet alışlar ile satışlarını Form “Ba”-“Bs” ile bildirimde bulunmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin tüm alış ve satışları belirtilen hadlerin altında kalması halinde bile Form “Ba”-“Bs” bildirim formlarını aylık dönemler halinde elektronik ortamda göndermeleri zorunlu iken, son çıkarılan 543 No.lu tebliğ ile bu zorunlulukta ortadan kalkmıştır. Ancak, nadiren de olsa vergi mükelleflerinin bazı alış ve satışları “Ba” ile “Bs” bildirimine konu edilmeye devam ettiği de aşikardır. Bunlara uymayan vergi mükellefleri için de uygulanacak cezai müeyyide ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesine göre özel usulsüzlük cezasıdır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Bilgi Verme” başlıklı 148. maddesi; “Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede bulunan diğer gerçek ve tüzel kişiler, Maliye Bakanlığı’nın veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar. Bilgiler yazı veya sözle istenilir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve cevap vermeleri için kendilerine münasip bir mühlet tayin olunur. Bilgi istenmek üzere ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez. Memleket dışı imtiyazlarından faydalanan yabancı Devlet memurları bilgi verme mecburiyetine tabi olamazlar. ve aynı Kanun’un “Devamlı Bilgi Verme” başlıklı 149. maddesi ise; “Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar.” hükmünü içermektedir.

Aynı Kanun’un “Yetki” başlıklı Mükerrer 257/4. maddesinde; “Maliye Bakanlığı; (5228 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle değiştirilen bent) Bu Kanun’un 149. maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile vergi beyannameleri ve bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya, (5398 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle eklenen ibare) kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme yetkisi verdiği gerçek veya tüzel kişiye elektronik oltamda tebliğ etmeye ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye, yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen hukuki (yasal) dayanakların (VUK’nun 148, 149 ve Mükerrer 257/4. maddeleri) Maliye Bakanlığı’na verdiği yetkiye dayanılarak, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir.

II- “Ba” VE “Bs” FORMLARININ ORTAYA ÇIKIŞ AMACI

Vergi Usul Kanunu’nun “Bilgi Verme” başlıklı 148. maddesi ile “Devamlı Bilgi Verme” başlıklı 149. maddesi ile getirilen yükümlülüğün amacı, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflere belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirimlerini bakanlık olarak toplayarak, mükellefleri çapraz denetime tabi tutmak ve bu yolla mükelleflerin işlemlerinin otokontrol mekanizması ile kayıt altına alınmalarını sağlamaktır.

2005 yılında getirilen ve daha sonra bildirim limit sınırının giderek daraltılması ile kapsamı biraz daha genişletilen bu bildirim müessesesinin, vergi denetimi açısından iki şekilde etkisinin olacağı düşünülmektedir. İlk etki olarak bu bildirimler, vergi denetim elemanlarının mükellefleri karşıt ya da çapraz incelemeye tabi tutarak vergi ziyaına neden olan mükellefleri kolaylıkla ve maliyeti düşük bir şekilde tespitine imkan sunmaktaydı. Özellikle elektronik olarak yapılan bu bildirimler, vergi denetim elemanlarının adeta masa başında ve ekran karşısında denetimlerini gerçekleştirmelerine imkan vermekteydi. Hatta ileride personel kullanmaksızın bu bildirimlerin elektronik programlar yolu ile takibi bile mümkün hale geleceği düşünülmektedir([1]).

İkinci olarak, Bakanlığın bu imkanlara sahip olduğunu düşünen mükellefler mutlaka denetleneceklerini düşüneceklerinden en gerçekçi rakamları beyan edecekler ve vergi kurallarına uyacaklardı. Bu ve benzer bildirimler denetim faaliyetlerini kolaylaştırmakta ve etkili denetimlere zemin hazırlamaktaydı. Etkili olduğunu düşündüğümüz bu bildirimlerin, mükelleflerin belge düzenine uymalarında da katkısı bulunmakta iken bu durum güncelliğini zamanla yitirdi.

Tabi ki geçmiş dönemlerde, Ba-Bs bildirimleri vergi denetimlerinde kullanılan çok etkili bir denetim aracıydı. Bizde bu düşünceyi taşımaktayız. Ancak, bugün için teknolojide yaşanan gelişmeler sayesinde bu durum tam tersine dönmüştür. Günümüzde, mükelleflerinin büyük bir kısmının yasal defterlerini elektronik ortama aktarmak suretiyle tutması, aynı anda gelir idaresi başkanlığı ile e-Arşiv uygulaması ve entegratör firmaları ile…

Görüntülenme Sayısı