E-Yaklaşım / Haziran 2023 / Sayı: 366
I- GİRİŞ
Bilindiği üzere deniz ticareti hukuku, deniz üzerinde yürütülen ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır. 6102 sayılı Kanun gereğince gemi kaptanı, eşyayı almak için gemiyi sözleşmede kararlaştırılan yere demirler. Sözleşmede yalnızca geminin yükleme yapacağı liman veya bölge kararlaştırılmışsa, gemi, bu liman veya bölge için tahsis edilmiş bekleme alanında yükleme yerinin belirlenmesini bekler. Ardından bekleme sürelerine geçilir. Bir geminin boşaltılması veya yüklenmesi için limanda geçirmekle yükümlü bulunduğu süreler bekleme süreleri olarak tanımlanır. Bu süre geminin hazırlık ihbarının verilmesiyle işlemeye başlar ve yükleme/boşaltma faaliyetlerinin sona ermesine kadar devam eder. Belirli bir yükleme süresi içerisinde yüklemenin tamamlanamaması halinde geminin beklemeye devam etmesi için ek süre verilir ve bu zaman dilimine “sürastarya süresi” adı verilir. Fazladan beklenilen bu süre için ek bir ücret alınır ve bu ücrete “sürastarya parası” denir. Çalışmamız içerisinde sürastarya parası hakkında mevzuat kapsamında açıklamalarda bulunulacak ve bu bedelin hukuki niteliğine yönelik değerlendirme yapılacaktır.
II- GENEL OLARAK SÜRASTARYA KAVRAMI
Türk hukukunda bir geminin yüklenmesi veya boşaltılması için limanda geçirmekle yükümlü bulunduğu süreye bekleme süresi adı verilmektedir. Buna göre yükleme ya da boşaltma (loading or dischargin-unloading) süresi yani starya (laytime) süresi (laytime, lay days), taşıyanın, geminin varma yerine varması [örneğin, liman (port), rıhtım (berth), dok (dock), demir yeri (anchorage), palamar yeri (mooring), manevra yeri (place of maneuver) vs.], yüklemek için gerekli hazırlık işlemlerini (örneğin ilaçlama, fumigation) tamamlaması yani yüklemeye hazır olması ve bir hazırlık ihbarında bulunması (notice of ready of readiness, NOR) ile başlayan, taşıyanın bu sürede gemiyi yükleme faaliyetleri için hiçbir karşılık talep etmeden taşıtan kontrolüne bırakmakla yükümlü olduğu kanuni süreye denir([1]).
Geminin gerek yükleme gerekse boşaltma işlemleri için liman sahasında ve limanda bulunduğu sırada bazı gecikmeler meydana gelebilmektedir. Bu gecikmeler yolculuk masraflarının artmasına sebep olmakta ve bu bakımdan taşıyan yönünden olumsuz sonuçların doğmasına neden olmaktadır. Özellikle yolculuk çarteri sözleşmelerinde taşıyan, sözleşmenin kuruluşundan önce yolculuğun gelir ve gider hesaplamalarını yaparken, yolculuğun ne kadar süreceğini tam anlamıyla bilememekte ve gecikme rizikosunu üstlenmektedir. Geminin liman sahasında ya da limanda kaldığı sürenin uzaması, taşıyanın tamamlamakla yükümlü olduğu yolculuğa dair giderlerin artışına neden olmakta, bu durum ise taşıyanın navlundan elde edeceği kâr marjının düşmesine yol açarken, geminin başka sözleşmelerle eşya taşımaktan alıkonulması nedeniyle taşıyan yönünden ticari kayıpların ortaya çıkmasına da neden olabilmektedir. Bu gecikmelerden taşıyanın olumsuz etkilenmesinin önüne geçilmesi maksadıyla, yükleme ve boşaltma işlemleri için ayrılan sürenin aşılması hâlinde “sürastarya süresi” ile bu süre boyunca geminin yükleme veya boşaltma için hazır bulundurulması nedeniyle bir “sürastarya parası” ödemesi yapılması konusunda sözleşmede kayıtlar yer alabilmektedir(