30.10.2014 – İthal denetmen gelsin

[responsivevoice_button voice="Turkish Male" buttontext="Makaleyi Sesli Dinle"]

İthal denetmen gelsin


Ülkemizdeki madenlerdeki üretim koşulları ne yazık ki son derece kötü. Bu koşullarda üretim yapılmaya devam edildiği müddetçe kazalar kaçınılmaz. Bu koşulları daha iyi hale getirmek için her yıl düzenli denetimler gerçekleştiriliyor.

Kazanın gerçekleştiği Karaman’daki maden de denetim geçirmiş. Bazı eksiklikler dolayısıyla 9 bin TL idari para cezası uygulanmış. Fakat denetim sorunlarımızı çözmüyor. Denetim sonrası madende belki de aynı eksiklikler devam ettiği halde üretim sürdürülmüş.

 

İşin uzmanı ülkeler

Denetimimizin yeterli seviyede olmaması ve madenlerdeki eski teknolojileri yenilemek amacıyla bir an önce ülkemizdeki bütün madenlerin dışarından getirilecek uzmanlarca denetlenmesi ve üretim koşullarının iyileştirilmesi çalışmalarının başlatılması gerekiyor. Çin, Avustralya, Almanya ve Amerika maden üretimi konusunda dünyanın lider ülkeleri. Bu ülkelerden getirilecek uzmanların madenleri denetlemesi ve hem eksiklikleri ortaya çıkarması, hem de madende kullanılması gereken üretim teknolojisini belirlemesi sağlanmalı. Bu sayede ülkemizdeki bütün madenlerin sahibi olan devletimiz, gerekli koşullar sağlanmadan hiçbir madende üretimin başlamamasını sağlamış olduğu gibi, üretimin insan onuruna yakışır bir şekilde gerçekleştirmesini de sağlamış olacaktır.

 

Sözleşmeler yanabilir

Uzmanların denetimi sonucunda gerekli koşulları sağlayan, üretim teknolojisini geliştiren madenlerde üretim yapılabilir. Fakat bu koşulları sağlamayan şirketlerin sözleşmeleri iptal edilerek gerekirse üretim devlet tarafından yapılır. Böylece enerji üreteceğiz derken insan hayatının tehlikeye atılması sonlanır.

Devlet gerekli şartları sağlayabilen şirketlere işletme ruhsatı verir ve bu şirketleri periyodik olarak dışarıdan gelecek uzmanlara denetlettirir. Gerekli şartları sağlayamayan şirketlerin sözleşmeleri iptal edilerek gerekirse üretim sonlandırılır.

Aslında hayatımıza yeni giren son torba yasa ile madencilerimizin haklarında önemli iyileştirmeler sağlandı. Fakat sistemin işleyişi değişmezse madencilerimizin ölümüne engel olamayacağız.

Ölüm tehlikesine karşılık daha geniş hakların verilmesi yerine madencilerimizin ölümlerini engellemek için radikal adımların atılması sağlanmalı. Aksi taktirde yarın yine başka bir madende benzer kazaların yaşanması kaçınılmaz bir son olacak.

 

Dün Soma, bugün Karaman, yarın?

Türkiye ekonomisinin en büyük problemlerinden biri cari açık. Ülke olarak ne yazık ki ürettiğimizden fazla tüketiyoruz. Böyle olunca da, dış ticaretimiz açık veriyor ve borçlanıyoruz. Dış ticaretin açık vermesinin en önemli nedeni de enerji kaynaklarımızın yetersiz oluşu.

Türkiye’nin kendi kaynakları enerji tüketimini karşılayamadığı için enerji ihtiyacının önemli bölümünü başka ülkelerden satın alıyoruz. Bu nedenle de ekonomi açık veriyor. Türkiye’deki enerji kaynaklarından en önemlisi ise kömür ve linyit olduğu için, enerji sağlamak için yerin yüzlerce metre altına girilmesine göz yummak durumunda kalıyoruz.

 

Cari açık adına ölüm!

Kömür üretiminde Türkiye, dünyada buhar kömürü bakımından 24’üncü, kok kömüründe 18’inci, linyit bakımından ise 3’üncü sırada yer alıyor. Rakamlar, Türkiye’nin maden üretiminin dünya ölçeğinde çok büyük olmadığını ve ürettiğimiz madenlerin de kalitesiz olduğunu gösteriyor.

Madencilik konusunda içimizi en çok acıtan ise kaybettiğimiz canlar. 1987’den bu yana madenlerde 600’den fazla işçimizi kaybettik. Tabii ki bu rakam resmi. Aslında bu rakamın çok üzerinde işçimizin kaybedildiğini biliyoruz. Pek çok aile ekmek parası için yerin binlerce metre altına giren yakınlarını bir daha göremedi. Enerji üreteceğiz diye madencilerimizi kötü çalışma koşullarına mahkum ediyoruz ve canların yanmasını izliyoruz. Türkiye’de milyon ton başına düşen ölüm sayısı Çin’dekinin yaklaşık 6 katı. Türkiye’de maden işçisi ölümleri oranı Avrupa ortalamasının da yaklaşık 4.5 katı.

 

Almanya ‘müze’ yapıyor

Maalesef kömür üretiminde yeterli teknolojiye sahip olmadığımız için hem kaliteli bir üretim gerçekleştiremiyoruz, hem de işçilerimizin ölümüne davetiye çıkartıyoruz. Almanya enerji üretiminde alternatifleri çoğaltarak kömür madenlerinin önemli bir bölümünü kapattı. Eskiden kömür çıkartılan madenler bugün müze. Çıkartılacak kömürün bedeli olarak yiten canlara seyirci kalmamak adına enerji üretimini farklı yöntemlere çeviren Almanya bu işi aslında bizden daha güvenli yapıyordu.

 

Neden ısrar ediyoruz?

Kömür üretiminde Almanya’dan daha eski yöntemlere sahip olmamıza rağmen niye hâlâ kömürde ısrar ediyoruz? 301 kişinin hayatını kaybettiği Soma faciası sonrası uzunca bir süre “yaşam odaları”nın madenlerde zorunlu olup olmadığı tartışıldı.

Kanundaki ifadenin işvereni sorumlu tutup tutmadığı üzerinden değerlendirmeler yapıldı. Fakat kimse teknolojinin en son ulaştığı noktanın yerin metrelerce altına giren madenciler için kullanılmasının vicdani bir sorumluluk olduğundan bahsetmedi. Yani teknolojiyi kullanmak konusundaki isteksizliğimiz de madencilerin hayatlarını kaybetmesine neden oluyor.







Milliyet Gazetesi – 30.10.2014

Görüntülenme Sayısı