Yazar: Serdar GÜNAY*
Yaklaşım / Mayıs 2022 / Sayı: 353
I- GİRİŞ
Kalp krizi geçiren sigortalılara ait sigorta olayları -bildirilen olay işten veya işyerinden kaynaklanan bir neden (harici neden) olmayan hallerde-Kurumca kalp damar hastalığının bir sonucu olması nedeniyle iş kazası olarak sayılmamış ve hastalık olarak değerlendirilmiştir. Söz konusu olayların içtihatta sürekli olarak iş kazası kabul edilmesi nedeniyle en sonu Kurumca işyerinde meydana gelen kalp krizi olaylarının iş kazası sayılması yönünde karar verilmiştir. Süreç içerisinde işyeri dışında meydana gelen olaylar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa’nın 13. maddesi birinci fıkrası diğer bentlerindeki tanıma uymalarının tespiti halinde yine iş kazası olarak değerlendirilmiştir. Ancak Kurumca son dönemde tekrar görüş değiştirilmiş ve yalnızca işyerinde meydana gelen kalp krizi olaylarının iş kazası sayılacağı görüşüne geri dönülmüştür. Kalp krizi olayları ve Kurumca hangi hallerde kalp krizinin iş kazası olduğu makalemizin konusudur.
II- İŞ KAZASI
Öğretide iş kazası, işçinin işvereninin hakimiyeti altında bulunduğu bir sırada, onun için ifa ettiği bir işten veya iş dolayısıyla dış bir sebeple aniden meydana gelen bir olay nedeniyle uğradığı zarardır. Doktrindeki bu tanımlamanın önemi iş kazasının aniden meydana gelen bir olay olarak nitelendirilmesidir. Bu yönüyle iş kazası nedeniyle bedensel zarar, meslek hastalığı nedeniyle bedensel zarardan ayrılır. Zira meslek hastalığında aniden ortaya çıkan bir zarar söz konusu olmayıp zararın zaman içerisinde meydana gelmesi söz konusudur. Ani kavramı ise kısa bir zaman dilimini ifade etmekle birlikte hemen meydana gelen bir zarar olarak anlaşılmamalıdır(1).
5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde iş kazası;
a- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d- Bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olay olarak tanımlanmıştır.
Açıklanan bu madde hükmüne göre, iş kazası; maddede sayılı olarak belirtilmiş hal ve durumlardan herhangi birinde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedence veya ruhça engelli hale getiren olaydır.
Bu bakımdan 13. madde teknik yönden tanımlayıcı bir hukuk kuralıdır. Bunun uygulamaya ilişkin sonucu ise, bir olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağının anılan maddenin tanımı ve öngördüğü unsurlar çerçevesinde belirlenebileceğidir. Yasa’nın açık hükümleri bir yana bırakılarak, iş kazası kavramının unsurlarının belirlenmesine olanak yoktur. Bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, sigortalıyı bedence ve ruhça zarara uğratan olayın, maddenin belirlediği “hal ve durumlardan” birinde meydana gelmiş bulunması gerekli ve yeterlidir. Bu sınırlı durumlar dışında meydana gelen ve sigortalıyı ruh ve bedence zarara uğratan olayların iş kazası olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
Gerek uygulama gerekse öğretide açıkça kabul edildiği ve madde metninden de…