Yazar: Mustafa İTİŞKEN*
I-
GİRİŞ
Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanun’un(1)
4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında (4/a), hizmet akdine istinaden çalıştırılan sigortalıları
çalıştıran işverenler tarafından kuruma verilmesi gereken prim belgelerinin
(Aylık Prim ve Hizmet Belgesi/APHB; Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesi/MPHB)
hangi sürede ve hangi yöntemle verileceği, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin(2)
(SSİY) 102. maddesinin üçüncü fıkrasında, primlerin ne zaman ve ne şekilde
ödeneceği de 108. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilmektedir.
Diğer taraftan, prim belgelerinin
yasal süresinde verilmemesine rağmen, (genel olarak) fiilin kesinleştiği tarihi
takip eden belge verme süresine kadar yeni bir süre tanınarak, bu süre içinde
belgelerin verilmesi durumunda yasal süresinde verilmiş kabul edilen haller ile
primlerin yasal süresinde ödenmemesine rağmen (genel olarak) fiilin
kesinleştiği tarihi takip eden prim ödeme süresine kadar yeni bir süre
tanınarak, bu süre içinde primlerin ödenmesi durumunda yasal süresinde ödenmiş
kabul edilen haller aynı yönetmeliğin aynı maddelerinin altıncı ve beşinci fıkralarında
açıklanmaktadır.
Bu hal ve durumlar içinde, uygulamada
az rastlanan işlemlerden birisi iş sözleşmesinin feshinin iptali, bir diğeri
ise; arabuluculuk faaliyetinin sonuçlarıdır.
Her iki konunun da zor anlaşılan
işlemler arasında olduğu düşünüldüğünden, her iki başlığın da, ilgili taraflar
için olabildiğince kolay anlaşılabilir şekilde açıklanmasına ihtiyaç duyulduğu
değerlendirilmektedir.
II- İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİNİN
SONUÇLARI, ARABULUCULUK İLİŞKİSİ
4857 sayılı İş Kanunu’nun(2) 18. maddesinin birinci fıkrasında; otuz veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin feshinin, işçinin yeterliği veya davranışları veya işyerinin ya da işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedene dayandırılması zorunluluğu bulunmakta olup, madde genelinde fesih için geçerli sebep oluşturmayan haller ile altı aylık kıdemin nasıl hesaplanacağına,
(7036 sayılı Kanun’un(3) 11. maddesi
ile değişik) 20. maddesinin birinci fıkrasında;
İş sözleşmesi
feshedilen işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay
içinde işe iade talebiyle, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca
arabulucuya başvurmak zorunda olduğu,
Arabuluculuk
faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği
tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açabileceği,
Arabulucuya
başvurmadan doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi halinde kesinleşen
ret kararının resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya
başvurabileceği,
öngörülmektedir.
Aynı Kanun’un 21.
maddesinin birinci fıkrasında; mahkemece (veya özel hakem tarafından) feshin geçersizliğine
karar verilmesi halinde;
İşverenin işçiyi bir
ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu,
İşçinin bu süre
içinde işe başlatılmaması durumunda; işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz
aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olacağı,
Kararın
kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar
doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödeneceği,
Bildirim süresine
ilişkin ücret ödenmemişse bu ücretin ayrıca ödeneceği,